Dul Aylığı Kimler Alabilir?

Sosyal güvenlik sistemindeki avantajların kadınlar için daha fazla olduğunu düşünürüz. Oysa uygulamada cinsiyet ayrımı yok. Peki dul aylığını kimler alabilir ve dul aylığı hangi durumlarda kesilir?

Sigortalı karısı vefat eden erkek de sigortalı kocası vefat eden kadın da resmi nikah yapmadığı sürece dul aylığı alabilir. Resmi nikah aylığı keser. Sadece evlilikte kesilir.

Sosyal güvenlik sisteminin uygulamasında bazı istisnalar hariç kadın-erkek ayırımı yoktur. Dul bir kadın ne ise dul erkek de aynıdır. Birçok kişi bu konuyu atlıyor. Dulluğun sadece kadınlara has olduğu zannediliyor. Oysa erkekler için de durum farklı değil. Bu nedenle sigortalı karısı vefat eden erkek de resmi nikah yapmadığı sürece dul aylığı alır. Resmi nikahla aylık kesilir. Evlilik, boşanma, ölümle sona ererse dul aylığı tekrar başlar. Yetim maaşı hakkı var Sosyal güvenlik mevzuatımız gereğince bir kadın veya erkeğin vefat eden eşinden dolayı dul aylığı alabilmesi için resmi olarak nikahlanmaması yeterli. Başkaca bir şart yok. Sosyal Güvenlik Hukuku gereğince, boşanma ile resmi nikahı biten kadm veya erkeğe varsa vefat etmiş ana-babası üzerinden yetim aylığı bağlanabileceği gibi eğer ilk evliliği varsa ve ilk eşi vefat etmişse onun üzerinden dul aylığı alma hakkı da ortaya çıkar. Başka kadınla yaşarsa Boşanan kadın veya erkek boşanma tarihinden sonra Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) müracaat ederse kendisine dul veya yetim aylığı bağlanır. Boşandığı eşiyle aynı evi paylaşırsa yetim aylığı kesilir. Yani yasaya göre; eşle fiilen birlikte yaşama şartı var. Başka erkekle veya kadınla yaşarsa aylık kesilmez. Çünkü, kanun sadece boşandığı eşiyle birlikte yaşaması halinde dul-yetim aylığının kesilmesini öngörüyor.

YASA NE DİYOR?

1 Ekim 2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 'Gelir ve aylık bağlanmayacak haller' başlıklı 56'ncı maddesinin son fıkrasına göre; "...Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar geri alınır" hükmü getirilmiştir.

Kaynak: Ülke TV

İslam ve İhsan

BİR KADININ DİNİ NİKAHLI OLDUĞU HALDE DUL MAAŞI ALMASI CAİZ MİDİR?

Bir Kadının Dini Nikahlı Olduğu Halde Dul Maaşı Alması Caiz midir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • 5 sene oldu boşanalı nasıl dul maaşı alabilirim

    Ben eşimden ayrılalı tam 6sene oldu ben dulluk maaşı nasıl alabilirim

    Babam vefat edeli 5 ay oldu biz maaş bağlamak anneme ne yapmalıyız 5 aydır o maaş ne oldu

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.