Dijital Oyunlarda Siber Terör Tehlikesi

Telkin ve bilinçaltı yöntemleriyle intihara sevk eden dijital oyunların, çocuk ve gençlerin sağlığını bozarak, toplum varlığını tehdit ettiği bildirildi.

Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Betül Ulukol, birbirini tanımayan internet ağı üzerinden meydan okumaya dayanan, çocukların beyinlerini yıkayarak, becerilerini olumsuz şekilde yönlendiren bir durumla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

Ulukol, oyuncuların hayatını kaybetmelerine kadar götürebilecek bir sürecin yaşandığına dikkati çekerek, “Mavi Balina, çocuğa ‘bunu yapmazsan başına şu gelir’ telkinleriyle internet üzerinden yaşanabilecek bütün olumsuzluklara neden olabilen bir uygulama.” dedi.

Oyunların hepsinin zararlı kategoriye konulmaması gerektiğini belirten Ulukol, sanal dünyada her şeyin bir sınırının olması gerektiğini vurguladı. Ulukol, oyunların yaş kategorisine göre sınıflandırılmasının sağlık açısından çok önemli olduğunun altını çizerek, “Anne ve babaya, siber ortamın gerçek hayattan farklı bir yer olmadığını bir kez daha anımsatmak lazım. Anne ve babanın bunu anlayarak, çocuğunu nasıl koruması gerektiğini bilmesi gerekir. Gecenin bir yarısında çocukların kapı önünde bırakılmayacağını biliyorsak internet başında da böyle kontrolsüz kalmaması lazım.” değerlendirmesini yaptı.

Ebeveynlerin okula başlarken çocuklarına birçok konuya dikkat etmesi uyarısında bulunması gerektiğini ifade eden Ulukol, internette oyun oynarken, sosyal medyada vakit geçirirken veya bir şeyleri ararken çocukların uyarılması gerektiğini bildirdi.

DİJİTAL OYUNLARIN İNSAN PSİKOLOJİSİNE ETKİLERİ

Ulukol, Mavi Balina ve benzeri uygulamaların insan psikolojisine etkilerini ise şöyle değerlendirdi:

“Mavi Balina, sosyal deneyse çocukları kobay olarak kullanıyorlar. Ayrıca, bu oyun doğrudan misyon içeriyor da olabilir. Çocuğun beynini yıkayıp yönlendirerek, ondan sonra birtakım işler yaptırıyorlar. Çocuğun fevri şekilde, bir anda karar verdiği bir durum değil. Bilinçaltına yönelik, subliminal mesajların veriliyor olması dikkat çekici. Bu, insan hayatına kasteden bir şey. Reklam ve bazı programlarda bunun olduğunu biliyoruz. Bazı müzik kliplerinde de olduğunu biliyoruz. İnsan beyni çok karışık bir yapıya sahip. Bazı kötü niyetli insanlar bunu kullanarak, bir sürü şeyi yaptırabiliyorlar. Bilim yapan kişilerin, insanın zararına herhangi bir şey üretmesi ve yapması bilim etiği açısından kabul edebileceğim veya 'yapıyorlardır diyeceğim' bir şey değil ancak bilimin kazanımlarını kötüye kullanan insanlar da var.”

Ulukol, İnternet ve sosyal medyada kısıtlama yapmanın bu konunun çözümünde işe yaramadığını, mesajlaşma programlarında bağlantı linki atmanın hiçbir şekilde engellenemeyeceğini kaydetti.

“DİJİTAL HAYAT ÇOK SIKINTI OLUŞTURDU”

Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Tuncay Di̇lci̇, bazı kötü niyetli grupların sanal alemde kendi kültürel kodlarını ve dünyalarını oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.

Dilci, işitsel ve görsel unsurlar birleştiğinde çok etkili yönlendirmeler yapılabildiğini vurgulayarak, “Dijital hayat çocuklar için çok sıkıntı oluşturdu. Mutsuz bir nesil ve hareketsiz bir yaşamdan dolayı fizyolojik, psikolojik ve biyolojik temelli sıkıntılarla karşı karşıya kalıyoruz. Mavi Balina, kurgusal, saplantılı ve arızalı beyinlerin ürettiği, insanın acıları üzerinden tatmine dönük bir siber terör biçimi” değerlendirmesini yaptı.

“ÇOCUKLARIN ÖZEL BİLGİLERİ ALINIYOR”

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Genel Başkanı Rahmi Aktepe de Mavi Balina’nın telefona indirilen bir uygulama olmadığını, link aracılığıyla yönlendirilme sonucunda oynandığını belirtti.

Yönetici tarafından verilen görevlerin gece yarısından sonra gerçekleştirilmesi istendiğine dikkati çeken Aktepe, “İlk birkaç gün kişisel bilgilerin ve fotoğrafların paylaşılmasından oluşuyor ve bunlar yönetici tarafından toplanıyor. Yani çocukların özel bilgileri alınıyor. Oyunda çocukların beyni yıkanıyor, tehdit ediliyor. Oyun, zaman içerisinde bağımlılık yapıyor. Ayrıca bu oyunun reklam ve algıya dönük operasyonları sosyal medya üzerinde oldukça güçlü.” dedi.

Bilgisayar ile internetin doğru ve denetimli kullanımının çocuğun sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimi için yararlı olduğunun altını çizen Aktepe, son yıllarda “siber güvenilir kullanıcı” kavramının siber güvenlikten bile daha önemli hale geldiğini belirtti.

Aktepe, zincirin en önemli halkasının siber güvenilir kullanıcılar olduğu kaydederek, “Elektronik posta yoluyla bizlere gönderilen uygulamalarla bilgilerimiz toplanıyor. Bu bilgiler birleşerek büyük veriye dönüşüyor. Bu nedenle özellikle bu tür uygulamaları okumadan kabul etmemek gerekiyor.” diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.