Çocukluk Hayallerine 60’ından Sonra Kavuştular

Elazığ’ın İçme köyünde yaşayan 67 yaşındaki Fethiye Toptaş ve 65 yaşındaki Ayşe Tunç, ilerleyen yaşlarına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde okullu olup çocukluk hayallerine kavuştu.

Elazığ’ın İçme köyünde yaşayan Fethiye Toptaş ve Ayşe Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde 60’ından sonra okullu olup çocukluk hayallerine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.

Köyde ailelerinin çeşitli gerekçelerle okutmadığı 37-67 yaşlarındaki 8 kadın, yıllarca hayalini kurdukları eğitime Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan tarafından başlatılan “Okuma Yazma Bilmeyen Kalmasın” seferberliği ile kavuştu.

İlerleyen yaşlarına rağmen İl Milli Eğitim Müdürlüğünce düzenlenen kursta okuma yazma öğrenmek için İçme Ortaokulu’nun yolunu tutan kadınlar arasında 67 yaşındaki Fethiye Toptaş ve 65 yaşındaki Ayşe Tunç da yer alıyor.

Evlerindeki sorumluluklarını yerine getirdikten sonra okula yeni başlayan bir çocuğun heyecanıyla sınıftaki yerlerini alan Toptaş ve Tunç, eşlerinin de desteğiyle başarıya ulaşmak için engel tanımıyor.

“EN KISA ZAMANDA DİPLOMAMIZI ALACAĞIZ”

4 çocuğu ve 6 torunu bulunan Toptaş, 3 haftadır okuma yazma öğrenmek için okulda verilen eğitime katıldığını söyledi.

Aldığı eğitime eşinin de destek verdiğini belirten Toptaş, “Ömrümde hiç okul okuyamadım. 5 kardeşiz, annem ve babam kardeşlerim arasında sadece beni okutmadı. Eşim bana ‘Niye seni okutmadılar?’ diye soruyor. İş çoktu, kardeşlerime de baktığım için beni okutmadılar.” diye konuştu.

Öğretmenlerin kendileriyle yakından ilgilendiklerini dile getiren Toptaş, en büyük arzusunun okuma yazma öğrenip anne ve babasının mezar taşını okumak olduğunu aktardı.

Toptaş, “Hafta içi her gün okula geliyoruz. Eşim de evde bana ders çalıştırıyor, çok destek veriyor. İnşallah başaracağım. En kısa zamanda diplomamızı da alacağız.” dedi.

“ÇOCUKLUĞUMDAN KALAN HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİRİYORUM”

3 çocuğu ve 5 torunu olan Tunç da, babasının kendisini okutmadığını bu nedenle okuma arzusunun içinde ukde kaldığını belirtti.

“Okuyan birini gördüğümde gözlerim doluyor.” diyen Tunç, bugüne kadar karşılaştığı herkese okumaları tavsiyesinde bulunduğunu anlattı.

Tunç, öğretmenlerin ilgisinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Arkadaşlarım, ‘Bu yaştan sonra okumayı ne yapacaksın?’ diyorlar. Onlara, ‘Okumanın küçüğü veya büyüğü yok.’ diyorum. Bilgi sınırsızdır. Bu yaştan sonra çocukluğumda kalan hayalimi gerçekleştiriyorum. Ömrümün sonuna kadar da okuyacağım.” diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.