'Çaresiz Kalıp Oksijen Cihazına Bağlandığınızda Hastalığın Ciddiyetini Fark Ediyorsunuz'

Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Demir, Kovid-19'a yakalanan kişilerin, ilk başta hastalığı kendisine yakıştıramadığını belirterek, "Çaresiz kalıp oksijen cihazına bağlandığında hastalığın ciddiyetini fark ediyorsunuz." dedi.

Yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yenen Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Bilgehan Demir, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan kişilerin, ilk başta hastalığı kendisine yakıştıramadığını belirterek, "Çaresiz kalıp oksijen cihazına bağlandığında hastalığın ciddiyetini fark ediyorsunuz." dedi.

Virüsü yendikten sonra görevinin başına dönen Demir, Kovid-19'la mücadeleye kaldığı yerden devam ediyor. Pandemi hastanesine dönüştürülen Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde özveriyle çalışan Demir, herkesten maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına özen göstermesini istedi.

Aynı zamanda Acil Tıp Uzmanı olan Bilgehan Demir, yaptığı açıklamada, mart ayından bu yana Kovid-19 ile etkin mücadele ettiklerini söyledi.

Demir, virüsün, semptomları itibarıyla tespit edilemeyen, griple karıştırıldığı için basit görülen ancak sonuçları son derece ciddi bir rahatsızlık olduğunu ifade etti.

İnsanların genelde hastalığı griple karıştırdığını dile getiren Demir, "Hastalar bazen geç hastaneye başvuruyor. Aradan 8 ay geçti. Bu süreçte ilk dönemlerdeki gibi her gruptan insan hastaneye başvurmuyor, sadece semptomları Kovid-19'a uyanlar gelmeye başladı." diye konuştu.

Demir, sağlık çalışanlarının salgın sürecini yoğun geçirdiğini anlatarak, özveriyle görevlerini yerine getirmeye çalıştıklarını kaydetti.

"HASTALIĞI KENDİME YAKIŞTIRAMADIM"

Virüsle mücadele ederken kendisinin de Kovid-19'a yakalandığını aktaran Demir, şöyle devam etti:

"Hastalığa yakalandığımda semptomları kendime yakıştıramadım çünkü hastalığın ciddiyetinden dolayı kendinize yakıştıramıyorsunuz. Hastalığa yakalandıktan sonra en çok kendiniz değil aileniz, çocuklarınızın ne olacağının endişesini yaşıyorsunuz. Bu durumu hastalarda da görüyoruz. Tedavi sürecim boyunca endişelerim hep bu yönde oldu. Tedaviyi bildiğim için sonuçlarını alamadığınızda o stres sizi kısır bir döngüye sokuyor. Büyük bir stresle virüsü atlattım. Virüse yakalandığımda 'acaba yoğun bakımdaki hastalar gibi bende mi olacağım' diye endişe duydum. Hastalık sürecini alerjik bünyem olduğundan yoğun atlattım, yaklaşık 10 gün kadar hastanede yattım. Kovid-19'a yakalanan her hastanın gözünde gördüğümüz korkuyu ben de yaşadım."

"YATIŞ VERECEĞİZ DEDİKTEN SONRA İŞİN CİDDİYETİ ANLAŞILIYOR"

Bilgehan Demir, acil serviste hastaların yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Virüs bulaşan kişiler, hastaneye ilk geldiğinde hastalığı kendine yakıştıramadığı için sonraki sürecini kestiremiyor. 'Yatış vereceğiz' dedikten sonra hasta işin ciddiyetinin farkına varıyor. Daha sonra 'ne olacak' sorularıyla başlayan bir süreç başlıyor. Acil serviste görev yapan bir doktor arkadaşımız virüse yakalandı. O da kendisine ilk başlarda hastalığı yakıştırmadı. Sonrasında servise yatırıncaya kadar bu durum devam ediyor. İnsan çaresiz kalıp oksijen cihazına bağlandığında hastalığın ciddiyetini fark ediyorsunuz."

"ELEKTRİK ÇARPAN KİŞİNİN KOVİD-19'LU OLDUĞUNU TESPİT ETTİK"

Acil serviste bulunduğu için hastalığın tanı basamağında olduğunu dile getiren Demir, şunları kaydetti:

"Acil Serviste tanı koyarken hastalığın ciddi bir yaygınlığı olduğunu sonradan fark ettik. Birkaç ay önce elektrik çarpmasından hastaneye biri getirildi ve Kovid-19'lu olduğunu tespit ettik. Bu kişi, elektrik çarpmasa Kovid-19 olduğunu bilmiyordu ve bu şekilde aramızda normal bir hasta olarak gezecekti. Bu nedenle hasta ve hasta yakınlarımıza herkesi pozitif olarak kabul etmeleri ve maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymaları uyarısında bulunuyoruz."

Kaynak: AA

BENZER YAZILAR

İslam ve İhsan

KORONAVİRÜS HANGİ YÜZEYLERDE NE KADAR CANLI KALIYOR?

Koronavirüs Hangi Yüzeylerde Ne Kadar Canlı Kalıyor?

MASKE TAKMAK KORONAVİRÜSTEN KORUR MU?

Maske Takmak Koronavirüsten Korur mu?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.