Bir Şeyin Adak Olması Gereken Şartlar Nelerdir?

Adak (nezir) nedir? Adayan kimsede bulunması gerekli şartlar ve adanan şeyde bulunması gerekli şartlar nelerdir?

Adak, kişinin dinen yükümlü olmadığı hâlde, farz veya vacib türünden bir ibadeti yapacağını vadetmesi ve Allah’a söz vermesi demektir.

ADAĞIN ŞARTLARI

Bir adağın dinen geçerli olabilmesi için adayanda ve adanan şeyde birtakım şartların bulunması gerekir.

Adayan Kimsede Bulunması Gerekli Şartlar

  1. Müslüman olmak.
  2. Akıllı ve ergenlik çağına gelmiş olmak.

Çocuğun ve delinin adakları muteber olmaz. Çünkü bunlar hiçbir dinî hükümle yükümlü değillerdir.

Adanan Şeyde Bulunması Gerekli Şartlar

  1. Adanan şeyin gerçekte mümkün olması ve dinen de makbul bulunması.

Mesela: “Gece oruç tutmak adağım olsun.” veya kadının, “Âdet günlerimde oruç tutmak adağım olsun.” demesi gibi. Gece, oruç tutma zamanı olmadığı gibi, âdet gören kadının oruç tutması da dinen makbul ve caiz değildir.

  1. Adanan şeyin kurbet yani bir ibadet çeşidi olması gerekir. İbadet olmayan şeyi adamak muteber değildir. Mesela: “İçki içmek adağım olsun” veya “Falancıyı dövmek adağım olsun” gibi.

Peygamberimiz (s.a.v.),

“Allah’a isyan etmek için adak olmayacağı gibi, Âdemoğlunun elinde olmayan bir şeye yapılan adak da adak olmaz.” (Müslim, “Nüzür”, 3, Ebû Dâvûd, “Eyman ve’n-nüzür”.) buyurmuşlar, Allah’a isyan konusunda adak adanamayacağını bildirmişlerdir.

  1. Adanan şey farz veya vacib cinsinden bir ibadet olmalıdır. Namaz, oruç, hac, sadaka, itikâf, kurban gibi ibadetler adak olabilir. Ama sevab olan ve fakat bizzat maksut birer ibadet olmayan, hasta ziyareti, cenazeyi uğurlama, abdest alma, gusletme, mescide girme, mevlid okutma ve benzeri şeyleri adamak sahih değildir.
  2. Adanan malın adama esnasında, adayanın mülkiyetinde bulunması veya adağın mülke yahut mülk sebebine izafe edilmiş olması. Buna göre sahip olunmayan bir malı sadaka olarak adamak muteber değildir.
  3. Adanan şey adayana önceden farz veya vacib olmamalıdır. Vakit namazları, Ramazan ayı orucu, farz olan hac ve vacib olan kurban gibi bir ibadet adanacak olursa bu da geçersizdir. Çünkü adayan, adaktan önce bunlarla yükümlüdür.

Türbelere mum yakmak, bez bağlamak, horoz kesmek, şeker ve helva dağıtmak gibi adak âdetlerinin de dinde yeri yoktur.

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet

İslam ve İhsan

ADAK ADAMANIN HÜKMÜ NEDİR?

Adak Adamanın Hükmü Nedir?

ADAK NEDİR?

Adak Nedir?

ADAĞIN GEÇERLİ OLMASININ ŞARTLARI

Adağın Geçerli Olmasının Şartları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.