“Bana Şu Altı Şey Hakkında Söz Verin, Ben de Size Cennet İçin Kefîl Olayım” Hadisi

Peygamberimizin (s.a.v.) “Bana şu altı şey hakkında söz verin, ben de sizin cennete gireceğinize kefil olayım” dediği 6 şey nedir?

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

“BANA ŞU ALTI ŞEY HAKKINDA SÖZ VERİN...” HADİSİ

“Bana şu altı şey hakkında söz verin, ben de sizin cennete gireceğinize kefil olayım:

  1. Konuştuğunuz zaman doğru konuşun!
  2. Vaatte bulunduğunuz zaman yerine getirin!
  3. Emânet husûsunda güvenilir olun!
  4. İffetinizi muhâfaza edin!
  5. Gözlerinizi haramdan koruyun!
  6. Ellerinizi haramdan uzak tutun!” (Ahmed, V, 323)

Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yine şöyle buyuruyorlar:

“Bana şu altı şey hakkında söz verin, ben de size cennet için kefîl olayım:

  1. Konuştuğunuz zaman doğru konuşun!

Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ- Vâlidemiz buyurur:

“Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e, yalandan daha kötü ve çirkin gelen bir huy yoktu. Ashâbından birinin herhangi bir hususta azıcık yalan söylediğini duysa; onun tevbe ettiğini öğreninceye kadar kendisini o sahâbîden uzak tutar, fazla görüşmek istemezdi.” (İbn-i Sa‘d, I, 378)

  1. Vaatte bulunduğunuz zaman yerine getirin!

Abdullah bin Âmir -radıyallâhu anh- anlatıyor:

“Bir gün annem beni çağırdı. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de evimizde bulunuyordu. Annem:

«–Gel de sana bir şey vereyim!» dedi. Allah Rasûlü:

«–Ona ne vermeyi düşünmüştün?» diye sordu. Annem:

«–Ona bir hurma vermek istemiştim.» cevâbını verdi.

Bunun üzerine Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

«–Bil ki, eğer ona bir şey vermeseydin, sana bir yalan günâhı yazılırdı.» buyurdu.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 80; Ahmed, III, 447)

  1. Emânet husûsunda güvenilir olun!

Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyuruyorlar:

“Dört vasıf vardır ki, bunlar kimde bulunursa, o kişi tam münâfık olur. Kimde de bu vasıflardan biri bulunursa, onu terk edinceye kadar o kişide münâfıklıktan bir sıfat kalmış olur:

–Kendisine bir şey emânet edildiği zaman ona ihânet eder.

–Konuştuğunda yalan söyler.

–Söz verince sözünden döner.

–Düşmanlıkta haddi aşar, haksızlık yapar.” (Buhârî, Îmân 24, Mezâlim 17; Müslim, Îmân 106)

  1. İffetinizi koruyun!

İffet, insanı diğer mahlûkattan ayıran fârik vasıflardan biri...

Cenâb-ı Hak kulunun dâimâ iffet üzere bulunmasını istiyor. Kulakta iffet, dilde iffet, gözde iffet, elde iffet, velhâsıl bütün bedende iffet istiyor…

  1. Gözlerinizi haramdan muhâfaza edin!

Cerîr -radıyallâhu anh- şöyle der:

Peygamber Efendimiz’e, bakılması haram olan şeyi ansızın görmenin hükmünü sordum:

“–Hemen gözünü başka tarafa çevir!” buyurdu. (Müslim, Âdâb, 45. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Nikâh, 43; Tirmizî, Edeb, 28)

Zira harama bakan insan, “göz zinâsı” işlemiş olur.

“Harama bakış, iblisin zehirli oklarından bir oktur. Her kim Allah korkusu sebebiyle onu terk ederse, Yüce Allah, bu davranışına karşılık ona, kalbinde tadını hissedeceği bir îman (lezzeti) bahşeder.” (Hâkim, IV, 349/7875; Heysemî, VIII, 63)

  1. Ellerinizi haramdan uzak tutun!” (Ahmed, V, 323)

Peki bizler;

Adâlet husûsunda ne kadar Efendimiz’i örnek alabiliyoruz?

Dâimâ Allâh’ın rızâsını gözetebiliyor muyuz?

Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Ey îman edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun.

…Hislerinize uyup adâletten sapmayın…” (en-Nisâ, 135) 

İslam ve İhsan

CENNETİ GARANTİLEYEN 6 ŞEY

Cenneti Garantileyen 6 Şey

HESAPSIZ VE AZAPSIZ CENNETE GİRECEKLER

Hesapsız ve Azapsız Cennete Girecekler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.