Atlı Kızaklar Bu Kez Yiyecek Bulamayan Yaban Hayvanları İçin Mesai Yaptı

Ardahan'da kar ve soğukta yaban hayvanlarının aç kalmaması için atlı kızaklara yüklenen yulaf, buğday, arpa, yonca ve köpek mamaları Çıldır Gölü'ndeki belirli noktalara bırakıldı.

Ardahan ve Kars sınırında bulunan yüzeyi kar ve buzla kaplı Çıldır Gölü çevresinde aç kalan yaban hayvanları için atlı kızaklarla yemleme çalışması yapıldı.

Kışın "Eskimo" usulü balık avcılığı ve atlı kızakla gezinti yapılan Çıldır Gölü'nün yüzeyinde, ilkbaharda da etkili olan soğuk hava nedeniyle halen buz tabakası bulunuyor.

Yaban hayvanlarının olumsuz hava koşullarından etkilenmemesi için Ardahan Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekipleri ile gönüllüler çalışma başlattı.

Turistlerin gezinti yaptığı atlı kızakları bu kez yaban hayvanları için kullanan ekipler, yulaf, buğday, arpa, yonca ve köpek mamalarını Çıldır Gölü ve çevresindeki belirli noktalara bıraktı.

Doğa Koruma ve Milli Parklar 13. Bölge Müdürü Okan Gün, AA muhabirine, Çıldır Gölü'nün önemli bir değer olduğunu söyledi.

Martıların gelişini haber alır almaz hemen çalışma başlattıklarını ifade eden Gün, şöyle konuştu:

"Bölge olarak bu sezonda hedefimiz 211 ton yemleme çalışması yapmaktı ancak biz bu hedefi aştık. Şu an 230 ton yemleme çalışması yaptık. Bugün de Ardahan'daki bir çalışmamıza katıldık. Burada martılar başta olmak üzere diğer hayvanlar için de Akçakale bölgesine yaklaşık 300 kilogram farklı yemler bıraktık. Çalışmamızda yulaf, buğday, arpa, yonca ve köpek maması benzeri yemleri doğaya bırakıyoruz."

Gün, gönüllülerin de bölgede yemlemeye destek olduğunu belirterek, "Çıldır Gölü'nün korunması için bize düşeni fazlasıyla yapmak istiyoruz. Bugün soğuk ve şiddetli rüzgara rağmen bize yardımcı olan vatandaşlar ve ekibimize teşekkür ediyorum." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.