Antibiyotik Kullanıcılarına Uyarı Dikkat!

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı eczacı Mücahit Birik, artan antibiyotik direncinin, dünyada ve Türkiye'de insanlığı tehdit eden ciddi bir sorun haline geldiğini söyledi.

Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı eczacı Mücahit Birik, antibiyotik kullanımına ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Açıklamasında, Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de ilaç takip ve bilinçlendirme çalışmaları sonucunda 2011 yılında 218 milyon kutu olan antibiyotik kullanımının, 2016 yılında 195 milyon kutuya kadar indiğini ancak halen Türkiye'nin antibiyotik kullanımında dünya birincisi olduğunu kaydetti.

GEREKSİ ANTİBİYOTİK FAYDA DEĞİL ZARAR GETİRİYOR

Antibiyotiklerin doğru ve gerektiğinde kullanılmadığında sağlığı tehdit eden ilaçlar olduğunun altını çizen Birik, her hastalıkta insanların, doktora danışmadan, "hemen bir antibiyotik alalım, kullanalım geçmezse sonra doktora gideriz" düşüncesinin oluştuğuna dikkati çekti.

Antibiyotiklerin yanlış kullanılması ve diğer nedenlerin sonucu olarak bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirdiğini belirten Mücahit Birik, "Nedenleri sıralayacak olursak; gereksiz kullanma, reçeteye uygun dozda kullanılmaması, reçeteye uygun sürede kullanılmaması, başkalarıyla paylaşılması, besinlerin iyice yıkanmaması, genel hijyen ve temizlik kurallarına dikkat edilmemesi." bilgisini paylaştı.

YILDA, 250 MİLYON KUTU YAKLAŞIK 1,5 MİLYAR LİRA

Ekonomik boyutlara da değinen Mücahit Birik, şu bilgileri paylaştı. "Artan antibiyotik direnci, dünyada ve Türkiye'de insanlığı tehdit eden ciddi bir sorun haline gelmiştir. Antibiyotiklerin yanlış tüketilmesi ya da yeterli dozlarda kullanılmaması, gün içerisinde gerektiği saatlerde veya gerektiği gün sayısında alınmaması gibi durumlar, bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine neden olmaktadır. Yaklaşık her üç reçetenin birinde antibiyotik yer almaktadır. Hatta, Güneydoğu'daki bazı illerde bu oran yüzde 50'leri bulmaktadır. Yılda yaklaşık 250 milyon kutu civarında antibiyotik kullanılmakta bu da yaklaşık 1,5 milyara mal olmaktadır."

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.