Allah'ın Ümmet'i Muhammed'e İkram Ettiği Gece

Kadir Gecesi'ni ihya edebilenlerin mükafatı nedir? Allah'ın (c.c) Müslümanlara cömerliği ile ikram ettiği, cehennemde kurutuluş için bir fırsat olarak sunduğu Kadir Gecesi ve fazileti...

Hüdâyî Hazretleri buyurur:

Kadr-i vaslın kim ede mîrâcını,
Urunur lâ-büd saâdet tâcını.
Sen esirge kulların muhtâcını,
Lûtf ile ihsânın ayıdır Senʼin…

“Hakkʼa vuslat gecesi olan Kadir Gecesiʼnin mîrâcını kim gönül dünyasında yaşarsa, muhakkak ki ebedî saâdet tâcını başına takmış olur. Yâ Rabbi, Sen muhtaç kullarını merhametinle koru ki, bu ay Senʼin lûtuf ve ihsânının coştuğu aydır…”

Allah'ın Ümmet'i Muhammed'e İkram Ettiği Gece

Kadir Gecesiʼni mîrâc ufkunda, yani Cenâb-ı Hak ile kalben beraberlik ikliminde idrâk ve ihyâ edebilenler, hiç şüphesiz ki muazzam bir nîmet ve saâdete nâil olurlar.

Kadir Gecesi, bizlere evvelâ Rabbimizʼin cömertliğini hatırlatmaktadır. Zira herkes kendi şânına göre bir ikram ve ihsanda bulunabilir. Bir geceye bin aydan, yani yaklaşık otuz bin geceden daha hayırlı bir fazîleti ihsân etmek, şüphesiz ki Cenâb-ı Hakkʼın kullarına olan cömertliğinin de azametini ortaya koymaktadır.

Evvelâ bunun şükrânesi sadedinde, bu mübârek geceyi, Cenâb-ı Hakkʼa karşı çok daha büyük bir muhabbetle, şevkle, ibadet iştiyâkıyla ihyâ etmeye gayret göstermeliyiz.

Ayrıca Kadir Gecesi, Cenâb-ı Hakkʼın Habîbʼine duyduğu eşsiz muhabbetin bir tezâhürüdür. Zira kaynaklarda, geçmiş peygamberlere ve ümmetlerine de Kadir Gecesi gibi muazzam bir ilâhî ikramın bahşedilmiş olduğuna dair, herhangi bir kayda rastlamıyoruz.

Yine Kadir Gecesi, Cenâb-ı Hakkʼın Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼe olan muhabbeti hürmetine, ümmet-i Muhammedʼe büyük bir lûtfudur. Dolayısıyla hem böyle bir geceyi ihsân ettiği için Rabbimizʼe hamd ve şükretmeli, hem de bu nîmete vesîle olduğu için Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼe olan hürmet, muhabbet, sadâkat ve itaatimizi artırmalıyız.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2024 – Nisan, Sayı: 458

İslam ve İhsan

KADİR GECESİ NEDİR? KADİR GECESİNİN FAZİLETLERİ NELERDİR?

Kadir Gecesi Nedir? Kadir Gecesinin Faziletleri Nelerdir?

KADİR GECESİ YAPILACAK DUA VE İBADETLER NELERDİR?

Kadir Gecesi Yapılacak Dua ve İbadetler Nelerdir?

KADİR GECESİ OKUNACAK DUA

Kadir Gecesi Okunacak Dua

KADİR GECESİ NAMAZI NASIL KILINIR?

Kadir Gecesi Namazı Nasıl Kılınır?

KADİR GECESİ İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Kadir Gecesi ile İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.