Allah (c.c.) İçin Dostluk ve Kardeşlik

Allah için olan dostluğun şartları nelerdir? Allah için olan dostluğun ve kardeşliğin 4 şartı nedir?

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Ve (Allah), onların kalplerini birleştirmiştir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.” (Enfâl, 63)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Allah Teâlâ kıyâmet günü şöyle buyuracaktır: Benim azametim için birbirini sevenler nerede? Benim gölgemden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bugün onları gölgelendireceğim.” (Müslim, Birr 38; Tirmizî, Zühd 53; Dârimî, Rikâk 44.)

ALLAH (C.C.) İÇİN DOSTLUĞUN 4 ŞARTI

Allah için olan dostluğun şartları şunlardır:

1- Dostlar birbirlerini gerçekten Allah rızası için sevmeli, bu sevgiye hiçbir dünyevî ve uhrevî bir sebep karıştırmamalıdır.

2- Dostlar, Allah rızasını arayıp gözetmekte birbirlerine yardımcı olmalıdır.

3- Dostlar arasında bir ilgisizlik ve umursamazlık olmamalıdır. Birbirlerinden gördükleri sadâkat, ciddiyet ve gayrete göre tam bir yardımlaşma ve dayanışma içinde olmalıdırlar.

4- Dost, dostundan Allah’ın râzı olmadığı bir şey görünce buna rızâ göstermemeli ve müsâmaha etmemelidir.
Bilakis yumuşaklık ve güzel öğütle arkadaşına nasihat etmelidir. Bu kişi yapılan bu nasihat sonunda eski güzel hâline döner, içinde bulunmuş olduğu bu yeni durumdan yani bid’attan vazgeçerse yine kişi samimi dostluk ve beraberliğini sürdürür. Nitekim âyet-i kerimede “Ama siz dönerseniz biz de döneriz” (İsrâ, 8) buyrularak bu duruma işâret edilmektedir. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyan 18. Cilt, Erkam Yay.)

Peygamberimiz (sav), hicretle Medîne’ye teşrif ettikten sonra muhâcir ve ensârı kardeş yapmış ve “Ey Müslümanlar! Allah için kardeş olunuz” (Buhârî, Edeb 58; Müslim, Birr 28.) buyurmuştur. Yani “dünya, nefis ve şeytan yolunda olmayınız” demektir.

Kaynak: Altınoluk Dergisi, 2g1d Hizmeti

 

İslam ve İhsan

MUHACİR VE ENSAR ARASINDA KARDEŞLİK AKDİ: MUAHAT

Muhacir ve Ensar Arasında Kardeşlik Akdi: Muahat

İMAN KARDEŞLİĞİ VE NESEBİ KARDEŞLİK ARASINDAKİ FARK NEDİR?

İman Kardeşliği ve Nesebi Kardeşlik Arasındaki Fark Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.