Akıllı Telefon ve Tabletin Zararları

Günümüzün vazgeçilmez iletişim araçlarından biri haline gelen akıllı telefonlar ve tabletler, kontrollü kullanılmadığında birçok hastalığı ve problemi de beraberinde getiriyor. Uzmanların görüşleri ile akıllı telefonların ve tabletlerin zararlarını sizler için derledik.

Hayatımızın bir parçası haline gelen akıllı cep telefonları ve tabletler birçok faydasının yanı sıra çok fazla kullanıldığında kişilerin beden ve ruh sağlığında birçok problemin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Uzmanlara göre akıllı telefon ve tabletlerin zararları şöyle:

Akıllı telefonlara ve tabletlere uzun süre bakmaktan dolayı boyun, bel ve baş ağrıları olabilir. Bu aletler, yoğun kullanıldıkları takdirde gelişme çağındaki çocukların omurgalarında ciddi hasara yol açıyor. Genç kuşakları bekleyen en önemli tehlikelerin başında, boyun fıtığı ve kamburluk geliyor.

Günümüzde boyun, sırt, bilek ve göz ağrısı gibi hastalıklar, en fazla akıllı cep telefonu ve tablet kullanan 5-9 yaş arası çocuklarda görülüyor. Uzmanlara göre en iyi tedavi yöntemi çocukların tablet ve akıllı telefon kullanımına sınırlama getirilmesi.

Cep telefonu bağımlılığı, sosyal kaygı bozukluğu ve depresyon gibi rahatsızlıkları tetikliyor.

Akıllı telefonların beyin fonksiyonlarını olumsuz etkilediği ve beyni tembelleştirdiği artık herkesçe bilinen bir gerçek.

Cep telefonlarıyla sürekli mesajlaşmak veya oyun oynamak, bilek ve parmak eklemlerinizin yorulmasına ve buralarda ağrılar oluşmasına yol açar.

Uzun süreli cep telefonu konuşmalarının (altı dakika ve üzerindeki konuşmalar) kulak ve beyin dokusunun ısısını artırdığı ve baş ağrılarına neden olduğu belirtiliyor. Yapılan araştırmalara göre çocukların cep telefonu ile konuşması daha ciddi rahatsızlıkları tetikliyor. Cep telefonunuzla uzun konuşmalar yapacaksanız bunu kulaklıkla yapmanız daha sağlıklı görünüyor.

Cep telefonu ile sürekli meşgul olmak yaydığı radyasyondan dolayı meme kanseri riskini de arttırıyor.

Akıllı telefonlardan kulaklık ile yüksek sesle müzik dinlemek, kulak içindeki hücrelerin zarar görmesine sebep olabilir. Uzun süre müzik dinlemek, kulaklık takmadan konuşmak duyma kaybının oluşmasına neden olabilir.

Cep telefonu yaydığı radyasyondan dolayı erkeklerde sperm hücrelerinin yavaşlayarak ölmesine, ilerleyen dönemlerde kısırlığa sebep olabilir. Ayrıca cep telefonlarının özellikle erkeklerde asabiyeti arttırdığı belirtiliyor.

Cep telefonları yaymış oldukları radyasyon ile kalp hastalıklarından hipertansiyona, beyin hücrelerinin ölmesinden algılama bozukluklarına kadar birçok soruna yol açabilir.

Akıllı cep telefonu kullanımının artmasıyla birlikte yaymış olduğu radyasyon insanların genetiklerinde bozulmalara sebep olabilir. Bu durum gelecek nesillerde kalıtımsal hastalıklar ortaya çıkarabilir.

Akıllı cep telefonlar ve tabletler insanın sosyalleşmesini de zayıflatıyor. Bu aletleri bağımlılık derecesinde kullananlarda asosyalleşme görülüyor. Aynı ortamda arkadaşlarıyla sohbet etmeyen bireyler telefon veya tabletleriyle vakit geçirmekten çok daha keyif alır halde oluyorlar.

Çocukların uzun süreler cep telefonlarıyla zaman geçirmelerinin gelişimlerini olumsuz etkileyebileceği düşünülmektedir. Cep telefonları, tabletler ve bilgisayarlar çocukları sosyalleşmeleri, el ve vücut becerilerini geliştirmeleri gereken bir yaşta gerçek dünyadan koparıp hareketsiz bırakmaktadır. Dünya genelinde çocuklarda artan obezite ve şeker hastalığının temel nedeni olarak bu hareketsiz yaşam gösterilmektedir.

Çocuklar akıllı telefonları daha ziyade oyun oynamak ve çizgi film (Youtube videoları) izlemek için kullanmakta. Bu ise çocuğun uzun süre telefon ve tabletle vakit geçirmesine neden olmakta. Çocuğun çevresi ile iletişim eksikliği yanı sıra agresif, yerinde duramayan, hiçbir şeyden mutlu olmayan, kolay kolay disiplin edilmeyen bir yapıya bürünmesine neden oluyor. Üstelik sürekli akıllı telefonlarla oyun oynayan çocuklarda, ''hiperaktivite-dikkat eksikliği sendromu'' gelişme riski de vardır. Bu durumda yaramaz ve yerinde duramayan, dikkatsiz, algılama ve öğrenme becerileri azalmış çocuklarla karşı karşıya kalıyoruz.

Araç kullanırken telefonla konuşma ya da mesaj atma gibi durumlar, sürücünün dikkatini dağıttığı ve ellerini meşgul ettiği için çok büyük kaza riski doğurur. Cep telefonu ile ilgilenen yayalar da en az sürücüler kadar tehlikelidir. Yayaların karşıdan karşıya geçerken arabaları görmemesi ciddi yaralanmalara hatta ölümlere neden olabiliyor.

Küçük yazılar ve parlak ekranlar, cep telefonu kullanıcılarının gözlerini zorlayabilir. Tabletler ve akıllı telefonlar yakın mesafeden okumak için tasarlandığından, kullanıcıların gözleri sürekli olarak yeniden odaklanmalı ve konumlandırılmalıdır. Dijital göz yorgunluğunu, ekran parlaklığını azaltarak, ekranı temizleyerek, cihazın ekranı ile rekabet eden çevredeki ışıklandırmayı karartarak, ekranı gözlerinize biraz daha uzak tutarak ve metin boyutunu büyüterek önleyebilirsiniz.

Cep telefonu bağımlılığının yarattığı "sürekli erişilebilir" olma" stresi de son yıllarda artış gösteriyor. Kaldığınız yerde kablosuz internet yoksa veya cep telefonunuz çekmiyorsa ve bundan dolayı da telaşlanıyorsanız, endişeniz artıyorsa, bir şeylerden geri kaldığınızı düşünüyorsanız telefon bağımlılığının bir başka evresindesinizdir. Uzmanlara göre "'Sürekli erişilebilir olma' kültürünün olumsuz etkileri, zihninizin hiçbir zaman dinlenemiyor olması, vücudunuza toparlanması için zaman ayırmıyor olmanız, dolayısıyla da sürekli stresli olma halidir" diyorlar. Sürekli internette bağlantılı (bir işte çalışıyor) olmak kişide güvensizlik hissini besliyor.

İnternet bağlantılı akıllı telefonların sayısı arttıkça, kullanımımıza sunulan verilerin, uygulamaların sayısı da bir o kadar artıyor. Bu da günlük toplam medya tüketiminin, medya araçlarına ayırdığımız saatlerin (araştırma sonuçlarına göre) uyku saatlerinden fazla olduğunu gösteriyor. Bu da kişilerde strestin, stresle ilgili hastalıkların artmasına yol açıyor. Akıllı telefon kullanımınızla ilgili belirli bir disiplinde olmanız, kullanımınızı sınırlandırmanız sizin için en akıllıca çözüm olabilir.

'Nomophobia' yani telefonsuz kalma ya da kullanamama korkusu Cambridge Dictionary tarafından 2018’in kelimesi olarak seçildi. Cambridge editörlerine göre 'nomophobia' kelimesinin seçilmesi günümüzde insanların telefonlarına ne kadar bağımlı yaşadıklarının bir göstergesi. Bu durumun klinik derecede bir korku olmadığı, telefonsuz kalma durumunda yaşanan bir endişe olduğu dile getirilse de yaşadığımız bağımlılığı göstermesi bakımından çarpıcı bir durum tespiti olarak düşünebiliriz.

"Telefonunuzdan Nasıl Ayrılırsınız?" adlı bir kitabın yazarı Catherine Price’in telefonla doğru bir iletişim kurmak için akıllı telefon kullanıcılarına bazı tavsiyeleri şöyle: Mümkün olduğunca çok sayıda bildirimi kapatın. Gerçekten istediğiniz bildirimler kalsın. Ana ekranınızı, pratikte kullandığınız ve çekici olmayan uygulamalara ayırın. Ana ekranınızda e-posta, sosyal medya ve oyun uygulamaları olmamalı. Bu uygulamaları, arka sayfada, açmak için çaba harcayacağınız dosyaların içine koyun. Telefonunuzu yatak odasından çıkartın. Bir kitap gibi yatağınızın kenarında telefonun yerini alacak bir şeyler koyun. Böylece telefonunuza uzandığınızda elinize kitap gelsin. Bir çalar saat alın. Telefonun çalar saatiyle uyanıyorsanız, sabah ilk temas edeceğiniz şeyin telefonunuz olmasına yol açıyorsunuz.

Akıllı cep telefonunun zararlarına karşı alınacak önlemlerden bazıları şöyle:

  • Cep telefonunuzu kulaklıkla, eğer bu mümkün olmazsa hoparlör açarak kullanın.
  • Cep telefonları, özellikle ilk arama yaparken en yoğun radyasyon yaymaktadır. Birini aradığınızda iletişim sağlanmadan kulağınıza götürmeyin.
  • Cep telefonlarını belinizde ya da cebinizde değil, çantanızda taşıyın ve bedeninizden uzak tutun.
  • Cep telefonlarını ve diğer elektronik cihazları, yatak odanızda bulundurmayın.
  • Cep telefonu görüşmeleriniz günde yarım saati aşmamalıdır. Mümkünse kablolu telefonları tercih ediniz.
  • Sosyal gelişimleri ve sağlıkları için çocuklarınızın cep telefonuyla mümkün olduğu kadar az zaman geçirmesini sağlayın.
  • Cep telefonu kullanırken ellerinizin temiz olmasına dikkat edin. Ayrıca düzenli olarak telefonunuzu silin. Sağlığınızı ciddi olarak tehdit edebilecek bakterilerin telefonlar üzerinde yaşadığını unutmayın.
  • Araç kullanırken ya da karşıdan karşıya geçerken trafikte cep telefonunuzla ilgilenmeyin.
  • Arkadaş ortamlarında telefonunuzla ilişkinizi kısıtlayın.
  • Vücut duruşunuzun bozulmaması için telefonunuzla daha az zaman geçirin ve boyun ve sırt egzersizlerinizi ihmal etmeyin.
  • Gözlerinizin sağlığı için “20-20-20” kuralını takip etmeyi unutmayın.

Sonuç itibariyle teknolojiye hakim olmalı ama onun esiri olmamalıyız. Her şeyi dozunda ve dozajında yapmalı, önceliği aile ve sosyal çevremize vermeliyiz. Cep telefonlarını sohbet ve oyun aracı olarak değil iletişim vasıtası mantığıyla kısa süreler için kullanmalıyız.

İslam ve İhsan

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI NEDİR?

Teknoloji Bağımlılığı Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Beğendimm

    Ben beğendim yani güzeeelll

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.