
Ahzâb Suresi 48. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Ahzâb Suresi 48. ayeti ne anlatıyor? Ahzâb Suresi 48. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Ahzâb Suresi 48. Ayetinin Arapçası:
وَلَا تُطِعِ الْكَافِر۪ينَ وَالْمُنَافِق۪ينَ وَدَعْ اَذٰيهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَك۪يلًا
Ahzâb Suresi 48. Ayetinin Meali (Anlamı):
Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, onların eziyetlerine aldırma. Sen Allah’a güvenip dayan. Güvenip dayanılacak zat olarak Allah yeter!
Ahzâb Suresi 48. Ayetinin Tefsiri:
Burada Resûlullah (s.a.s.)’in önde gelen beş önemli vasfı beyân edilir:
› Şâhit
Bu vasıf, öncelikle uyulacak, ardına düşülecek bir önderi ifade eder. Buna göre, “Allah Resûlü’nde sizin için; Allah’a ve âhirete kavuşmayı uman ve Allah’ı çok çok zikreden kimseler için her bakımdan uyulması gereken mükemmel bir örnek vardır” (Ahzâb 33/21) ayetinin de işaretiyle, Efendimiz (s.a.s.)’in ümmeti üzerine şâhit olması; söz ve davranışlarında, her türlü hal ve hareketinde onlar tarafından uyulması gereken bir önder, bir imam ve bir numûne-i imtisal olduğunu bildirir. Yani ümmet-i Muhammed, bütün davranışlarında Peygamberi kendilerine şâhit tutmalı, önder kabul etmeli ve onun getirdiği doğru yoldan yürümelidirler. İkinci olarak, Resûlullah (s.a.s) kıyamet günü, ümmetine Rabbinin risaletini tebliğ ettiğine dair şâhit olacaktır. Veya Peygamberimiz ümmetinin imanlarına şâhitlik yapacaktır. Üçüncü olarak Peygamberimiz o gün, kendilerine risaleti tebliğ ettiği fakat buna inanmadıklarına dair kâfirler aleyhinde, bir başka görüşe göre yahudi ve hıristiyanlar hakkında şâhit olacaktır.
› Müjdeci
O, Kur’an ve sünetin muhtevâsı içinde yaşayan mü’minleri cennet ile müjdeler.
› Uyarıcı
O, Allah ve Rasûlü’ne itaat etmeyen inkârcıları, münafıkları ve günahkârları Allah’ın azabıyla uyarır.
› Allah’ın izniyle Allah’a çağıran bir davetçi
Onu dini tebliğ etmek üzere Allah Teâlâ vazifelendirmiştir. Yani kendi adına değil Allah adına hareket etmektedir. Dolayısıyla o, yalnız ve sahipsiz değildir; kendini peygamber gönderen Âlemlerin Rabbinin verdiği salahiyetin desteğine de sahiptir. Bu sebeple nasıl devlet adına vazife yapan bir memura karşı çıkmak devlete karşı çıkmak sayılırsa, aynı şekilde Allah’a çağıran bir davetçiye karşı çıkmak da Allah’a karşı çıkmak sayılır.
› Nur saçan bir kandil
Peygamberimiz (s.a.s.), cehalet, sapıklık ve şaşkınlık karanlıklarında akılları ve gönülleri aydınlatıp doğru yolu gösteren bir ışıktır. O, ışığıyla aydınlanmak isteyen ve emrini tutan kimseleri aydınlatan bir kandildir. İnanan kullar, onun Allah katından getirmiş olduğu nûrla aydınlanır ve onunla doğru yola ererler.
Onun, ister şahsını, ister bütün mü’minleri ilgilendiren yönüyle evlilik ve boşanmayla alakalı getirdiği ilâhî buyruklar da, yolumuzu aydınlatmakta, neyi nasıl yapıp huzura ereceğimizi göstermektedir:Ahzâb Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Ahzâb Suresi 48. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR