Ağlayan Çocuklar İçin Yola Çıktı

Kastamonu'da, ahşap ustası Mustafa Alt, televizyonda izlediği Afrinli bir çocuğun ağlamasından etkilenerek oradaki çocuklar için bin adet rengarenk topaç yaptı.

İlçeye bağlı Çayyaka köyünde annesiyle yaşayan Alt, televizyonda gördüğü Afrinli bir çocuğun ağlamasından etkilenerek evinin yanındaki küçük atölyesinde topaç yapmaya başladı.

Özenle hazırladığı bin topacı rengarenk boyayan Alt, bunları Afrin'e gönderilmek üzere Kastamonu İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği yetkililerine teslim etti. Alt'ın bu davranışından etkilenen dernek üyeleri, topaçları çocuklara kendi eliyle hediye etmesi için Afrin'e götürmeyi teklif etti. 15 yıldır köyünden ayrılmayan usta, Afrinli çocuklara topaçları dağıtmak için teklifi kabul etti.

İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği üyeleri, Alt'ı köyünden aldıktan sonra Afrin'e gitmek üzere Kastamonu'dan ayrıldı.

Mustafa Alt, hormon bozukluğu nedeniyle boyunun 2 metre 3 santimetre olduğunu, köyde evinin yanındaki küçük atölyesinde çeşitli ahşap ürünler yapıp satarak geçimini sağladığını anlattı.

ONLARIN AĞLAMASI BENİ ÇOK ETKİLEDİ

Afrinli çocuklar için bin adet topaç yaptığını aktaran Alt, "Komşunun komşu üzerinde hakları vardır. Komşularımız orada zulüm ve baskı altındayken ben burada rahat edemezdim. Oradaki komşularımızın zulüm altında kalması çocuklarının çaresiz kalması beni çok etkiledi. O çocukları biraz olsun güldürmek için bin topaç yaptım." dedi.

Topaçları Kastamonu İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneğine teslim ettiğini belirten Alt, "Topaçları oraya götürürken beni de davet ettiler. Bu teklif beni çok mutlu etti. Ben onları mutlu etmek için bu topaçları yapmıştım. Şimdi onların yüzündeki o mutluluğu göreceğim. Onların ağlaması da hüznü de beni çok etkiledi. 15 yıldır köyümden dışarı çıkmıyordum. Şimdi Afrinli çocukların gülüşünü görmek için köyümden çıkıyorum." diye konuştu.

HEDİYELERİ KENDİSİ VERSİN İSTEDİK

Kastamonu İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği Başkan Yardımcısı Hakan Minnet, Mustafa Alt'ın samimiyetinin kendilerini çok etkilediğini söyledi.

Alt'ın hassas bir yüreği olduğunu ifade eden Minnet, "Madem bu kadar çocukları çok seviyor ve onlar için bu çabayı göstermiş, hep birlikte gidelim hem çocukları görsün hem de hediyelerini kendi versin dedik. Yola çıkıyoruz Afrin'e birlikte gideceğiz. Mustafa abimiz çocukları güldürmek için yaptığı topaçları kendi hediye edecek." ifadelerine yer verdi.

Anne Makbule Yatkın da oğlunun, çalışamadığı için 15 yıl önce İstanbul'dan gelerek köye yerleştiğini ve birlikte yaşamaya başladıklarını anlattı.

Oğlu için küçük bir ahşap atölyesi açtıklarını belirten Yatkın, "Boyu çok uzun fazla çalışamıyor, çalıştığı zaman ayakları şişiyor. O nedenle bir yere de gidemiyor. Birlikte analı oğullu burada yaşıyoruz. Yıllardır köyden çıkmadı. Şimdi Afrin'e gidiyor. Allah yolunu açık etsin." dedi.

Çayyaka köyü sakinlerinden Ahmet Hoşgör ise yıllardır Mustafa Alt ile komşu olduklarını söyledi. Hoşgör, "Burada kendi becerisiyle ağaç işi yaparak geçimini sağlıyor. Bu kardeşimiz 15 yıldır köyünden başka bir yere çıkmadı. Şimdi Afrinli çocuklar için hayırlı bir iş vesilesiyle oraya göndereceğiz. Memleketimiz için uğurlu olmasını temenni ederim." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.