Açıköğretim Sınav Sisteminde Yeni Karar

Yaklaşık 1,5 milyon öğrencisi bulunan Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi’nde (AÖF) devrim niteliğinde bir uygulamaya geçildi. Resmi Gazete’de yayımlanan Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sınav Yönetmeliği’nde değişiklikler yapıldı. İşte AÖF Sınav Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikler...

18 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anadolu Üniversitesi Açıköğretim, İktisat ve İşletme Fakülteleri Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle açıköğretim sınavlarında çoktan seçmeli soruların yanında açık uçlu, kısa cevaplı, doğru-yanlış, eşleştirme gibi farklı tip soruların da sorulmasının önü açılmış oldu

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, yaklaşık bir yıl süren yoğun bir çalışmanın sonunda, 2016/2017 öğretim yılı bahar döneminden itibaren açıköğretim sistemindeki bazı derslerin ara sınavlarında çoktan seçmeli soruların yanında kısa cevaplı ve açık uçlu sorular da kullanılmaya başlanacağını söyledi. Rektör Gündoğan, “Açıköğretim Fakültesi’nin 4 programında 4 ders kapsamında ilk uygulama başlayacak. Bu programlar Türk Dili ve Edebiyatı, Sosyoloji, Felsefe ve Tarih programları olacak. Türk Dili ve Edebiyatı programında Çağdaş Türk Romanı, Sosyoloji Programında Türk Sosyologları, Felsefe Programında Çağdaş Felsefe ve Tarih Programında Hukuk Tarihi derslerinin ara sınavlarında çoktan seçmeli soruların yanında 2 kısa cevaplı ve 1 açık uçlu soru yer alacaktır” dedi.

“Öğrencilerden beklenen kitapta yer alan cevabı yapılandırmalarıdır” Prof. Dr. Gündoğan, uygulamanın içeriğiyle ilgili detaylı bilgi vererek, şöyle devam etti:

“Öğrencilerimizin kendi cümleleriyle bilgilerini ifade etmelerine olanak sağlayacak bu sorular, 4 yanlış 1 doğru uygulaması kapsamında yer almayacak. Kısa cevaplı sorular cevabı yalnızca bir ya da iki kelimeden oluşan sorular olacaktır. Bir romanın yazarının ya da bir anlaşmanın tarihinin yoklandığı sorular kısa cevaplı sorulara örnek olarak verilebilir. Kısa cevaplı soruların her birinin puan değeri birçoktan seçmeli sorunun puan değerine eşit olacaktır. Açık uçlu sorular ise, öğrencilerin kitapta yer alan bilgileri organize etme becerilerini ölçmeye yönelik olacaktır. Açık uçlu sorunun cevabı bir veya iki paragraf olabilecektir. Bir tarihsel dönemin özelliklerini yazmak, iki düşünürün bir olaya ilişkin görüşlerini kıyaslamak, iki roman yazarının üsluplarını belli bir açıdan karşılaştırmak açık uçlu sorulara örnek olarak verilebilir. Bu soruların cevapları aslında kitapta yer almaktadır. Öğrencilerden beklenen kitapta yer alan cevabı yapılandırmalarıdır. Bu nedenle açık uçlu sorulara biz yapılandırılmış cevaplı sorular demeyi tercih etmekteyiz. Her öğrenci istenen bilgiyi zihninde farklı şekilde yapılandırmış olabilir. Biz olası tüm yapılandırmaları önceden hazırladığımız ve adına rubrik denen standart puanlama anahtarlarıyla eşleştirerek puan vereceğiz. Böylece öğrenciler, sahip oldukları bilgi düzeyine göre doğru-yanlış yaptı şeklinde değil; bilgi sahibi olmama durumundan konuya tam hakim olma durumuna göre puan alabilecektir. Bu durumun öğrencilerimizin bilgilerini gerçeğe daha yakın ölçmemizde yardımcı olacağını düşünmekteyiz. Ayrıca bu soru türlerinin öğrencilerimizin biraz bile bilgi sahibi olsalar puan alabilmelerini sağlayacağını düşünüyoruz.”

SORULAR NASIL DEĞERLENDİRİLECEK?

Kısa cevaplı ve açık uçlu soruların değerlendirmesine ilişkin yöntemi de açıklayan Rektör Gündoğan, “Öğrencilerimizin cevap kağıtları alanında uzman en az iki farklı puanlayıcıya gidecek. Bu puanlayıcılar önceden hazırlanmış standart puanlama anahtarlarına (rubrik) göre her bir soruya puan verecektir. Kısa cevaplı sorular için verilecek bu puanlar doğru ya da yanlış şeklinde değerlendirilecektir. Açık uçlu sorular ise öğrencilerin bilgilerini ne kadar doğru ifade edebildiklerine bağlı olarak 5 düzeyde puanlanacaktır. Açık uçlu sorudan alınabilecek en yüksek puan iki çoktan seçmeli sorunun puan değerine eşit olacaktır. Uygulamanın detayları ve örnek sorular öğrencilerimize bilahare duyurulacaktır” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Gündoğan, açık uçlu soru uygulamasının, açıköğretimde ölçme değerlendirme kalitesini yükselteceğine inandığını ve ilerleyen dönemlerde bu uygulamayı yaygınlaştıracaklarını da kaydetti. Gündoğan ayrıca, bu konuda kendilerini cesaretlendiren Yükseköğretim Kurulu’na ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’a da teşekkür etti.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.