710 Milyon İnsan Yaşadığı Ülkeden Memnun Değil

BM raporu, dünya genelinde 710 milyon kişinin göç etmek istediğini, 23 milyon kişinin ise bunun için hazırlıklara başladığını gözler önüne serdi. işte en çok göç edilmek istenen ülkeler...

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Göç Örgütü (IOM) raporu, dünya genelinde 710 milyon kişinin başka ülkelere göç etmek istediğini, 23 milyon kişinin ise bunun için hazırlık yaptığını gösterdi.

IOM, Gallup şirketine 160'tan fazla ülkede yaptırdığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı.

Araştırmada yetişkin deneklere "İmkanınız olsa kalıcı olarak başka bir ülkeye göç etmek ister misiniz?", "Başka bir ülkeye önümüzdeki bir yıl içinde göç etme planınız var mı?" ve "Önümüzdeki bir yıl içinde başka ülkeye göç etmek için herhangi bir hazırlık yaptınız mı?" soruları yöneltildi.

Verilen cevaplara göre 710 milyon kişinin imkanı olsa başka bir ülkeye kalıcı olarak göç etmek istediği, 66 milyon kişinin bir yıl içinde göç etmeyi planladığı, 23 milyon kişinin ise bu amaçla hazırlıklara başladığı belirlendi.

EN ÇOK ABD'YE GİTMEK İSTİYORLAR

Raporda potansiyel göçmenlerin en çok gitmek istediği ülkelerin ABD, İngiltere, Suudi Arabistan, Fransa, Kanada, Almanya ve Güney Afrika, göç etmeyi düşünenlerin en fazla olduğu ülkelerin ise Nijerya, Hindistan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Sudan, Bangladeş ve Çin olduğu dikkati çekti.

Türkiye en göç edilmek istenilen ülkeler arasında 15. sırada yer aldı.

Göç etmek isteyenlerin büyük çoğunluğu Afrika ve Asya'da yaşayan kişilerden oluştu. Avrupalılar arasından, başka ülkelere en çok göç etmek isteyen halkların İtalyanlar ve İspanyollar olduğu tespit edildi. İtalya ve İspanya aynı zamanda diğer ülke vatandaşlarının en çok göç etmek istediği ülkeler oldu.

Göç hazırlığı yapanların büyük çoğunluğunun şehirlerde yaşayan, en az orta öğretim mezunu, genç ve bekar erkekler olduğu da saptandı.

Uluslararası hukuka göre ülkelerin savaş ve doğal afet gibi nedenlerle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan mültecilere yönelik yasal yükümlülükleri olsa da daha iyi yaşam kurma hayali ile yola çıkan göçmenler için benzer yükümlülükler bulunmuyor. Birçok ülke göçmen kabul ederken başvuranlarda eğitim ve nitelik gibi unsurlar arıyor.

Kaynak: gzt.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.