14 Ocak 2022 Cuma Hutbesi PDF ve WORD Olarak İndir | Cuma Hutbesi PDF 14 Ocak 2022

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan, 14 Ocak 2022 tarih ve "Kelime-i Şehadet: İmanın Özü" konulu cuma hutbesi yayınlandı. 14 Ocak 2022 Cuma hutbesini PDF ve WORD olarak indirebilirsiniz.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan, 14 Ocak 2022 tarihli ve "Kelime-i Şehadet: İmanın Özü" konulu cuma hutbesi.

14 Ocak 2022 Cuma hutbesi pdf indir.

14 Ocak 2022 Cuma hutbesi word indir.

KELİME-İ ŞEHADET: İMANIN ÖZÜ

Muhterem Müslümanlar!

Bir gün Allah Resûlü (s.a.s), Muâz b. Cebel ile birlikte yolculuk ediyordu. Peygamberimiz, “Ey Muâz!” diye seslendi. Muâz b. Cebel (r.a), “Buyur yâ Resûlallah! Emrine amadeyim!” dedi. Peygamberimiz ile Muâz arasındaki bu karşılıklı konuşma üç defa tekrar etti ve ardından Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyurdu: “Kim, kalbiyle tasdik ederek Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şehâdet ederse Allah ona cehennemi haram kılar.” (Buhârî, İlim, 49.)

Aziz Müminler! Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurduğu bu yüce söz, insanı kulluk şerefine erdiren kelime-i şehâdettir. Kelime-i şehâdet; 

“Ben şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve ben yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed, O’nun kulu ve Resûlüdür” demektir. Kim bu tevhid beyanını dili ile ikrar ve kalbi ile tasdik ederse iman halkasına dâhil olup mümin olur. Din-i Mübin-i İslam’a gönül verip Müslüman olur. Dünya ve ahiret saadetini elde etmiş olur.

Kıymetli Müslümanlar!

Bizler,  ikrarıyla Allah’tan başka hiçbir ilah kabul etmediğimizi, sadece O’na kulluk edeceğimizi ve O’ndan başkasına asla boyun eğmeyeceğimizi beyan ederiz.  diyerek de alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğunu kabul ve tasdik ederiz. 

Değerli Müminler!

Kelime-i şehâdet, imanın özü ve İslam’ın ilk şartıdır. Allah ile aramızda bir sözleşmedir. Rabbimizin rızasına talip olacağımıza ve Kur’an’ın yolundan ayrılmayacağımıza dair sözümüzdür.

Kelime-i şehâdet, Peygamberimizle aramızda ahittir. Bu ahitle bizler, Peygamberimizin sünnetine sımsıkı sarılmanın, imanımızın bir gereği olduğunu beyan ederiz. Allah’ın rızasına kavuşmanın Resûlüne itaatten geçtiğini bir kez daha ifade etmiş oluruz.

Kelime-i şehâdet aynı zamanda bir duruştur. Öyle bir duruş ki hayatının her alanına İslam’ı aktarmayı ilke edinen… Hak davasından ve hakikat yolundan ayrılmamayı ilan eden… İslam’ın yüce değerlerinden hiçbir zaman ödün vermemeyi taahhüt eden Müslüman duruşu…

Aziz Müslümanlar!

Kelime-i şehâdet, üstün bir amel, faziletli bir zikir, muazzam bir duadır. Ümmet-i Muhammed olarak bizler kelime-i şehadetle âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim olur, selamete ereriz. Şeytanın ve nefsin esaretinden kurtulup gerçek özgürlüğün tadına varırız. Her türlü kötülükten, bela ve musibetten emin oluruz. Kabirde azaptan, mahşerde cezadan bu tevhid beyanıyla kurtuluruz. Cennetin kapıları bu sözle açılır. Cemâlullah’la ancak bu sözle müşerref olunur.

Hutbemi Cenâb-ı Hakkın bize öğrettiği şu duayla bitiriyorum. “Rabbimiz! Doğrusu biz ‘Rabbinize inanın!’ diyerek, imana çağıran bir davetçiyi işitip iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi sil ve iyilerle birlikte canımızı al.” (Âl-i İmrân, 3/193.)

Kıymetli Kardeşlerim!

Bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. Son günlerde dünya genelinde ve ülkemizde virüsün yeni ve daha hızlı bulaşan türlerinin yaygınlaştığı hepimizin malumudur. Dolayısıyla salgın tedbirlerine daha bir özenle riayet edelim. Hem kendi sağlığımızı hem de sevdiklerimizin sağlığını korumak için tedbiri elden bırakmayalım.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.