Suriyeli Doktorlara Özel Çalışma İzni Verilecek

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Türkiye'deki Suriyeli doktorlar ve Suriyeli sağlık çalışanlarına, Suriyeli misafirlere bakmak üzere bir anlamda özel bir çalışma izni vereceğiz." dedi.

Recep Akdağ, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar ve göçmenlere verilen sağlık hizmetleri hakkında açıklamalarda bulundu.

"Türkiye'nin Suriye'den 4 milyon sığınmacıyı ağırladığı" hatırlatılarak, "Suriyelilere verilen sağlık hizmetlerinin hangi aşamada olduğunun" sorulması üzerine Akdağ, "Şükürler olsun ki Cenabı Hak bize fırsat verdi ve biz de bu ev sahipliğini yapıyoruz." ifadesini kullandı.

Akdağ, güçlü bir Türkiye'nin istenmediği, bu kadar saldırılara maruz kalınan bir dönemde, Türkiye'nin mazlumlara yaptığı yardımların, desteklerin kendileri için ayakta kalmayı sağlayan en önemli husus olduğuna dikkati çekti.

SURİYELİ SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ÖZEL ÇALIŞMA İZNİ VERECEĞİZ 

Bunun maddi açıklamalarla izah edilemeyeceğine vurgu yapan Akdağ, "Ama şuna inanıyorum, biz mazlumlara ve mağdurlara ülke olarak ne kadar yardım edersek Cenabı Hak bize o kadar yardım ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de de bunu anlayamayan, "Bana ne parası yoksa" diyen zihniyette insanlar bulunduğunu ancak sayılarının çok az olduğunu belirten Akdağ, şöyle devam etti:

"Bütün insanımız neden Suriyeli kardeşlerimize destek verdiğimizin, arka çıktığımızın idrakindeler ve bundan da memnunlar. Tabii ki bir misafiri kabul etmişseniz onun ihtiyaçlarını görürsünüz. Dünya bunu çok büyük takdirle karşılıyor, BM başta olmak üzere. Bu mülteci problemi BM'nin en önemli problemlerinden birisi. Bugüne kadar Türkiye'nin yapabildiğini yapan hiçbir ülke yok. Yapmaya çalışanlar var ama yapabilen hiçbir ülke yok."

Eğitimden sağlığa sığınmacıların her türlü ihtiyaçlarının karşılandığına işaret eden Bakan Akdağ, bunun dünyada bir ilk olduğunu söyledi.

Bunun için Allah'a şükrettiğini bildiren Akdağ, sığınmacılar için yapılanlar ile ilgili şu bilgileri verdi:

"Göçmen sağlığı merkezleri oluşturduk. Türkiye'deki bütün Suriyelilere ücretsiz hizmet veriyoruz ama özel olarak da göçmen sağlığı merkezleri oluşturduk. Şu ana kadar 16 ilde göçmen sağlığı merkezleri oluşturduk, buralarda aile hekimliği gibi, göçmen sağlığı merkezi oluşturduk. Bunların sayısını 170 merkezde 500 birim olarak değiştireceğiz. Şu anda yerleri tespit ediyoruz, bazı yerlerde kiralama yapacağız, bazı yerlerde bina inşa edeceğiz. Türkiye'deki Suriyeli doktorlar ve Suriyeli sağlık çalışanlarına, Suriyeli misafirlere bakmak üzere, onların sağlık hizmetleriyle ilgilenmek üzere bir anlamda özel bir çalışma izni vereceğiz. Bunun hazırlıkları içerisindeyiz. Onları eğitiyoruz, sınavlara tabi tutuyoruz. Önümüzdeki 3 ay içinde bu kişiler hazır olacak. Bu yıl içinde de bahsettiğim bu göçmen sağlığı merkezlerini hazırlayacağız ve Suriyelilere biraz daha derli toplu sağlık hizmeti vereceğiz."

200 BİN DOĞUM 

Akdağ, 2015 yılından itibaren 22 milyon poliklinik hizmetinin yanı sıra 1 milyon hastayı yatırarak tedavi ettiklerini, 850 bin ameliyat, 200 bin de doğum gerçekleştiğini aktardı.

Yunanistan'da yılda 60 bin civarında doğum olduğunu belirten Akdağ, "Biz Türkiye'de 200 bin Suriyeli hamilenin doğumunu gerçekleştirmişiz." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.