konuşma   (3935 içerik bulundu)

Camide Konuşmak ile İlgili Hadisler

Cami veya mescitte tartışmak, yüksek sesle konuşmak, dünyevi konular konuşmak vb. şeyler yapmak doğru mudur? Cami veya mescitte konuşmak ile ilgili hadisler.

Konuşmada Dikkat Edilmesi Gereken Özellikler

Konuşmada dikkat edilecek hususlar nelerdir? Ağzını yayarak, kendini sanatlı konuşmaya zorlayarak, halkın anlayamayacağı kelimeler kullanarak, dil bilimin incel

Abdest Bozarken Konuşmak ve Selamlaşmanın Hükmü

Abdest bozarken konuşmak caiz midir? Küçük abdest bozarken selam alınır mı? Sözü edilen durumlara dair Peygamber Efendimizin (s.a.v.) buyruk ve uygulamaları nel

Yatsı Namazından Sonra Konuşmak Mekruh mu?

Yatsıyı kıldıktan sonra konuşulur mu? Yatsı namazından sonra konuşmak mekruh mudur? Peygamber Efendimiz yatsı namazından sonra ne yapardı?

Tuvalette Konuşmak Caiz midir?

Tuvalette konuşmak günah mıdır? Peygamber Efendimizin sünneti ve hadislere göre; abdest bozarken konuşmanın hükmü nedir?

Peygamberlerin Şeytanla Konuşmaları

Peygamber Efendimizin (s.a.v) ve Hz. Nuh Aleyhisselam’ın Şeytan ile yaptığı konuşmalar, sordukları sorular, aldıkları cevaplar. Şeytanın ehli dünya ile yaptığı

Peygamberimizin Konuşma ve Gülme Adabı

Peygamberimiz güler miydi, güler yüzlü müydü? Peygamber Efendimizin insanlarla konuşma ve gülme adabı.

Müslümanca Konuşmanın Temel Taşları

Müslümanca konuşmanın temel taşları nelerdir? Ayet ve hadislerle tavsiye edilen konuşma adabı hangisidir? İşte cevabı...

Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferi Konuşması

Çaldıran seferi sıradında İran etki ajanlarının tahrikiyle, padişahın çadırını oklayıp, imzasız mektuplar bırakıp, seferden vazgeçilmesini isteyen yeniçerilere,

Cuma Hutbesinde Konuşmanın ve Başka Şeylerle Uğraşmanın Hükmü Nedir?

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hamdi Yıldırım, cuma namazında hutbe esnasında konuşmanın ve başka şeylerle uğraşmanın hükmünü anlatıyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.