Yüzakı Dergisinin Ocak 2020 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 179. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin ocak 2020 sayısı “Global Kültür İstîlâsı Karşısında Şahsiyet Krizi” kapağıyla yayınlandı.

“Global Kültür İstîlâsı Karşısında Şahsiyet Krizi” başlığıyla çıkan Yüzakı dergisinin 179. sayısı şu şekilde takdim edildi.

CUMAYI PAZARA EYLEYENLER

Bize bir nazar oldu,

Cumamız Pazar oldu,

Başımıza gelenler;

Hep azar azar oldu.

Bu kıt‘a, hatâen Ârif Nihat Asya’ya nisbet edilir. Çünkü; bu meşhur mısraları yazan kişi de maalesef, Cuma’yı Pazar eyleyenlerin yoluna azar azar kapılıp gitmiştir. “Bu şiir benim!” diyebilecek bir duruşu kalmamıştır.

Fakat verdiği hüküm çok doğru. Şahsiyet krizine giden yol azar azar oluyor. Küçük küçük âdetler, benzeyişler, taklitler, üzümün üzüme baka baka kararması gibi, kara ekranlara baka baka gerçekleşiyor. Globalleşme, dünyayı bir tuz gölüne çevirdi. Herkesi aynılaştıran, eriten bir asit kazanı!..

Başlığımız:

GLOBAL KÜLTÜR İSTÎLÂSI KARŞISINDA ŞAHSİYET KRİZİ

Krizlerden çıkmak için, önce tespit lâzım. Kriz geçiren hastaya kimliği sorulur, içinde bulunduğu zamanı ve mekânı idrâk edip etmediği sorulur.

Biz kimiz? Aynaya baktığımızda karşımızdaki manzara, «biz»e benziyor mu? Zihnimizin ve kalbimizin dökümünü önümüze koyduğumuzda okuduklarımız, «biz»e benziyor mu?

Ötelerden sesler var bizi kendimize getirmesi gereken:

“Kişi sevdiğiyle beraberdir!” “Kişi, benzediği olur. Kişi; arkadaşının yolu, dîni, tarzı üzeredir. Kişi, karaltısını artırdıklarıyla haşredilir...”

Son yıllarda «ötekileştirme» aleyhinde çok şeyler yazılıp çizildi. Şimdi anlıyoruz ki, öteki diye bir şey bırakmamak, dünyada tek bir bâtıl din / medeniyet / şahsiyet bırakma yolundaki bir adım imiş o da. «Biz» ve «onlar» var. Hilâl ve haç var. Çünkü îman ve küfür mücadelesi var.

«Mazlumlardan Sessiz Feryatlar» da, «İnsanlığa Vedâ Eden Çılgınlar»ın çiğliklerini gösteren eğlence çığlıkları da, bu mücadeleyi ifade eden sesler aslında.

İSLAM’DA ŞAHSİYET

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali Eşmeli; türlü türlü şahsiyetlerin bol bol üretildiği ve tüketildiği devrimizde, yegâne şahsiyetin Peygamber Efendimiz’in şahsında sergilenen İslâm şahsiyeti olduğunu vurguladı.

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi; «İslâm’da Şahsiyeti Muhafaza» başlıklı makaleleriyle, mevzumuzun Kur’ânî ve nebevî tâlimatlarla çerçevesini çizdiler.

Mevlânâ Hazretleri’nin Gönül Deryâsında ise; «Gafletin Denâeti / Çirkinliği»ne dair, sır, hikmet ve rumuzlar yer aldı.

Muharrirlerimiz; taklitçilik, batı hayranlığı, kültür istîlâsı hususunda, teşhislerde bulundular, çareler teklif ettiler. Çözümün bir parçası olmayanın, problemin bir parçası olduğu bu meselede, bîgânelik asıl dert.

Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım, «tedrisat»ın «biz» olanına dair esasları kaleme aldı.

Dr. Med. Naif Özkul ise, «Beyin mi kalp mi?» suâline; bilim, tefekkür, tasavvuf ve edebiyat pencerelerinden cevaplar sundu.

Duâ, kazâ-kader inancının nebevî temelleri dikkatinizi çekecek yazılar.  Bizim müstesnâ tarihimizi ve medeniyetimizi tanıtmalıyız ki, hayranlık nâbecâ cihetlere yönelmesin. Tarihimizden portreler, nükteler, medeniyetimizden süzülmüş hikâye ve tasvirler dergimizin sayfalarında sizleri bekliyor.

Şairlerimiz de taklidi ve sahteyi bırakmaya; tahkike ve hakikîye çağırıyor bizleri...

Ayrıntılı bilgi yuzaki.com’da...

 

İslam ve İhsan

EMSALSİZ ÖRNEK ŞAHSİYET

Emsalsiz Örnek Şahsiyet

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.