Yüzakı Dergisinin Ekim 2023 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 224. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin Ekim 2023 sayısı “Hakkın Tevzî” kapağıyla yayınlandı.

“Hakkın Tevzî” başlığıyla çıkan Yüzakı dergisinin 224. sayısının sunuş yazısı şu şekilde takdim edildi.

HAKKIN TEVZÎ

Üsküdarlı Talât Bey, hukuku şöyle hulâsa eder:

Bir zât-ı Hak bilinmelidir, bir de hakk-ı zât...

Bir başka söyleyişle, Allah hakkı ve kul hakkı... Bu ikisini bilmek, bilmek ve gereğini yerine getirebilmek... Her şeyin sırrı. 

İki cihan arasında mühim bir fark var: 

  • Âhirette hak, zerre kadar şaşmadan sahibine verilecek. Zar kadar eksiltme, nokta kadar şaşma olmadan. Çünkü o gün Hazret-i Hak, Adl-i Mutlak doğrudan tecellî edecek:

“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” (ez-Zilzâl, 8, 9)

  • Bu dünyada ise; imtihan gereği, hak, sahibinden başka birinin elinde kalabiliyor. Başkasının hakkını elinde tutanın, onu tevzî etmesi, yani sahibine teslim etmesi, ulaştırması gerekiyor.

Bu cihanda birbirimize anne-baba, evlât oluyoruz. Talebe, hoca oluyoruz. Âmir, memur oluyoruz. Patron, işçi oluyoruz... Bütün bu münasebetlerden maddî ve mânevî nice haklar zuhûr ediyor. 

Hakkı hakkāniyetle tevzî edebildiğimiz müddetçe saâdete ermek, nasîbimiz olur. Hak etmediğimiz hâlde, lutf-i Hak olur. 

Hakkı tevzî etmediğimizde, edemediğimizde ise, ne ailede huzur, ne toplumda saâdet, ne pazarda bereket kalıyor. 

Din, sadece Allah hakkını öğretmek ve korumak için gelmedi. Sadece namaz, oruç tâlim etmedi. Kullara dair bütün hakları, ahvâl-i şahsiyye, muâmelât ve ukûbat hukukunu da İslâm bildirdi. 

Kur’ân aynı zamanda bize hak tevzîinde rehberlik etmek için. 

Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bize hak nasıl tevzî edilir, fiilen göstermek için... 

Mehmed Âkif’in bildirdiği gibi:

Âlemlere, rahmetti, evet, şer‘-i mübîni, 

Şehbâlini adl isteyenin yurduna gerdi. 

Rebîülevvel / Mevlid-i Nebî coşkusunun sürdüğü Ekim ayında, mevzumuz:

HAKKIN TEVZÎ

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; hak meselesini tek taraflı belirlemeye çalışmanın yol açtığı haksızlığa dikkatimizi çekiyor. Hakkı kim verir? Hangi hakla? Buna dikkat edilmediğinde en büyük haksızlıklar hak adına işleniyor.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Kul Hakkı ve Mes’ûliyetlerimiz» başlıklı makalede, hayatın her safhasından kul haklarına dikkat çekilerek, helâlleşmenin ehemmiyetine ve tafsilâtına dair misaller yer aldı. 

Kıssalardan Hisselerde; Rasûl-i Zîşân Efendimiz’e tâbî olmanın en güzel örnekleri, muhabbetin gerçek kaynağı ve istikameti tebârüz ettirilmekte. 

Dosya yazarlarımız; eğitim-öğretim yılı başında, Maârif ve Diyanet câmialarının toplumun gidişâtında daha müessir olabilmelerine dair tekliflerini dile getirdiler. 

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM, «kul hakkı» etrafında çok sorulan sualleri cevaplandırdı. 

Mevlid-i Nebî’nin İslâm sanatlarında yansımaları, doyurucu bir Salâhaddîn-i Eyyûbî incelemesi, sıhhî gıdâ tavsiyeleri, hikâyeler, nükteler ve hak-şinas şiirler... 

Biz bu sayının da hakkını vermeye gayret ettik...

Hakkı verilerek okunması dileğiyle...

Dergiye ulaşmak için tıklayınız...

İslam ve İhsan

KUL HAKKI

Kul Hakkı

KUL HAKKI İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Kul Hakkı İle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.