“Yemeği Birlikte Yiyiniz, Besmele Çekiniz, Yemeğiniz Bereketlenir” Hadisi

“Yemeği birlikte yiyiniz, besmele çekiniz, yemeğiniz bereketlenir” hadisinde ne anlatılmak istenmektedir?

Vahşî İbni Harb radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbı:

- “Yâ Resûlallah! Yemek yiyoruz fakat doymuyoruz” dediler.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem onlara:

- “Herhalde ayrı ayrı yiyorsunuz!” diye sorunca:

- “Evet, öyle yapıyoruz” dediler.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de:

- “Yemeği birlikte yiyiniz, besmele çekiniz, yemeğiniz bereketlenir” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Etime 14. Ayrıca bk. İbni Mâce, Etime 17)

Vahşî İbni Harb

Habeşistanlı bir zenci olan Vahşî radıyallahu anh, Uhud Gazvesi’nde Hz. Hamza sallallahu aleyhi ve sellem’i şehit etmişti. İslâmiyet’in süratle yayılmaya başladığını görünce Mekke’den Tâif’e kaçtı. Mekke fethedilince Tâifliler Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bir heyet gönderdiler. Bu heyete Vahşî’yi de aldılar. Heyet Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna çıktığı zaman, onunla Vahşî arasında şu konuşma geçti:

- Sen Vahşî misin?

- Evet, Vahşî’yim.

- Hamza’yı sen mi öldürdün?

- Bu iş size haber verildiği gibi oldu.

- Bana yüzünü göstermeyebilir misin?

Bunun üzerine Vahşî radıyallahu anh hemen Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurundan çıktı; bir daha da ona görünmedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in vefatından sonra peygamberlik iddiasında bulunan Müseylime ile yapılan savaşa katıldı ve Müseylimetülkezzâb’ı o öldürdü. “Câhiliye devrinde insanların en hayırlısını, Müslüman olduktan sonra da insanların en fenasını öldürdüm” diyen Vahşî radıyallahu anh, Yermük Savaşı’na da katıldı. Sonra Humus’a yerleşti ve orada öldü. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den dört hadis rivayet etmiştir.

Allah ondan razı olsun.

Hadisin Açıklaması

Ashâb-ı kirâm Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e, tavsiyelerine uyarak az yemek istediklerini, fakat çok yedikleri halde bile karınlarının doymadığını söyleyince, Allah’ın Resûlü onlara iki önemli tavsiyede bulundu. Bunlardan biri, aile fertlerinin ayrı ayrı sofraya oturmayıp yemeği birlikte yemesidir. Zira bereket, cemaat halinde yaşayanlarda bulunur. Aile fertlerinin her konuda birlikte hareket etmesi, onların gücünü artırır; birlikte yemesi, yiyeceklerini bereketlendirir. Bunu Peygamber aleyhisselâm şu hadisiyle de ifade etmiştir:

“Yemeği ayrı ayrı değil, birlikte yiyiniz; çünkü bereket toplululukla beraberdir.” (İbni Mâce, Etime 17)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in diğer tavsiyesi de daha önce birçok defa belirtildiği üzere, yemeğe başlarken besmele çekilmesidir.

Resûlullah Efendimiz, bu iki konuya dikkat edildiği zaman yemeğin bereketleneceğini ve herkesin doyacağını söylemiştir.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Aile fertleri yemeği birlikte yemelidir.
  2. Birlikte yenen yemekler bereketli olacağı için herkes doyar.
  3. Yemeğe başlanırken mutlaka besmele çekilmelidir.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

YEMEK DUASI NASIL YAPILIR?

Yemek Duası Nasıl Yapılır?

YEMEĞİN BEREKETLENMESİ MUCİZESİ

Yemeğin Bereketlenmesi Mucizesi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.