Vird Ne Demek? Vird Ne Anlama Gelir?

Vird ne demek? Vird kelimesinin anlamı nedir? Vird kelimesine örnek cümleler...

Vird: Kur’ân-ı Kerîm’den hergün okunmak üzere ayrılan kısım; belli vakitlerde düzenli olarak okunan âyet, salavat ve duâlar. Mürîdin hergün tekrarladığı ders. Dile dolanıp hergün söylenen söz anlamlarına gelmektedir.

VİRD KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Hizmet ehli, kendisine ışık tutacak Kur’ân-ı Kerîm kıssalarını, peygamberlerin nasihatlerini ve gönül ehli zâtların öğütlerini âdeta vird edinip zaman zaman okumalıdır.

*****

Hizmette kendisine ışık tutacak Kur’ân-ı Kerîm kıssalarını, peygamberlerin, ashâb-ı kirâmın ve ehlullâh’ın nasihatlerini âdeta vird edinip düzenli
bir şekilde okumalıdır.

Bunun yanında ilim meclislerine devam etmek de şifâhî bir sûrette bilgi sahibi olmayı sağlayan âmillerden biridir. Bunun için istikâmet sahibi,
ehl-i takvâ âlimlerin sohbet ve derslerini ihmâl etmemelidir.

*****

Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye’nin gösterdiği istikâmet üzere yaşamak.

Birinci vird, Kur’ân ve Sünnet’i hayatımızın her safhasına intikâl ettirmeye çalışmaktır. Hem kendi hayatımızın hem de mes’ûl olduğumuz insanların hayatının her alanına İslâm’ı yaygınlaştırma gayreti içinde olmak şarttır.

*****

İşte seyr u sülûk yoluna giren bir mü’minin ilk virdi, bu gibi hususlarda kendisini her fırsatta kontrol etmesidir. Eğer bu noktada bir aksaklık varsa, seher virdleri gibi mânevî terakkî vesîlelerinden, umulan feyz ve rûhâniyetin alınamayacağı âşikârdır.

Tasavvuf yoluna giren kişinin İslâm’ı yaşama husûsundaki aksaklıkları, balın üzerine sirke dökmeye benzer. Demek ki en mühim ve öncelikli vazife; “şer’î hükümlerin kalben ve zihnen kâmil mânâda hazmedilmesi”dir.

İslam ve İhsan

KURAN-I KERİM OKUMAYI VİRD HALİNE GETİRMEK NE DEMEKTİR?

Kuran-ı Kerim Okumayı Vird Haline Getirmek Ne Demektir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.