Üç Aylar: Rahmet ve Mağfiret Vesilemiz

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Üç Aylar: Rahmet ve Mağfiret Vesilemiz” başlığıyla yayınlandı.

“Üç Aylar: Rahmet ve Mağfiret Vesilemiz” başlığıyla yayınlanan bu haftaki cuma hutbesinde, haftaya başlayacak Üç Aylar’ın faziletinden bahsedildi.

Üç Aylar’ın ilk mübarek gecesi olan Regaib kandilinde Müslümanların bu geceyi nasıl değerlendirmesi gerektiği tavsiyelerinde bulunuldu.

İşte 28.01.2022 tarihli cuma hutbesi.

RAHMET VE MAĞFİRET VESİLEMİZ

Muhterem Müslümanlar!

Rahmet ve mağfiret, muhabbet ve bereket vesilesi olan Üç Aylar’ın manevi gölgesi üzerimize düştü. Önümüzdeki Çarşamba günü Receb ayına kavuşmuş olacağız. Perşembeyi Cumaya bağlayan gece ise Regaib Gecesi’ni idrak edeceğiz inşallah.

Bizleri bu müstesna günlere ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd ü sena, mübarek vakitleri nasıl değerlendireceğimizi öğreten Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun.

Aziz Müminler!

Üç Aylar; Allah’ın insanlara olan sonsuz rahmetinin bir eseridir. Feyiz ve bereketin sağanak sağanak üzerimize yağdığı bir mevsimdir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), çok kıymetli ve faziletli olan bu mevsime ulaştığında Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyaz ederdi: 

“Allah’ım, Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, IV, 189.)

Kıymetli Müslümanlar!

Rahmet mevsiminin ilk cemresi, Regaib Gecesi’dir. Regaib Gecesi, bizler için büyük bir fırsat... Bu gecenin kadir ve kıymetini bilip Cenâb-ı Hakka tam bir teslimiyetle yönelmek için... Gündelik hayatımızı sorgulamak, bu gidiş nereye diye kendimize sormak için... Ömrümüzü nerede ve ne uğrunda tükettiğimizi düşünmek, ölmeden önce kendimizi hesaba çekmek için... Dünya ve ahiretimize faydası olmayan şeyleri terk edip hak ve hakikat mayasıyla yoğrulmak için… Çirkin ve kötü huylardan arınıp, güzel ahlakı kuşanmak için… Hata ve günahlarımızdan pişman olup nasuh tevbelerle Rabbimizin engin merhametine sığınmak için... Kişinin kardeşinden, anasından, babasından, eşinden, çocuğundan bile kaçacağı, hiç kimsenin kimseye fayda veremeyeceği o dehşetli mahşer gününe hazırlanmak için…

Değerli Müminler!

Elbette bize düşen Rabbimizin ilâhi lütuf zamanları olarak bahşettiği, duaların kabulüne ve günahların affına vesile kıldığı Üç Aylar’ın manevi ikliminden istifade etmektir. Ancak biz biliyoruz ki Allah’a kul olmak, sadece belli vakitlere mahsus değildir. Yılın hangi ayı, hangi günü ve hangi saati olursa olsun kulluk bilinciyle geçirilen her ânımız kıymetlidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), bir kutsî hadiste Allah azze ve celle’nin şöyle buyurduğunu bize haber vermektedir: “Ey âdemoğlu! Her durumda kendini bana kulluğa ada ki, gönlünü zenginlikle doldurup ihtiyacını gidereyim.” (İbn Hanbel, II, 359)

Aziz Müslümanlar!

Dünya ve ahiret saadeti, Cenâb-ı Hakk’a iman eden, sadece O’nun rızasını gözeten ve her ânını salih amellerle bereketlendirenlerin olacaktır. Hutbemi Asr suresiyle bitiriyorum:

“Andolsun zamana ki insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip, sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka, onlar ziyanda değillerdir.” (Asr, 103/1-3.)

Kaynak: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

2022 ÜÇ AYLAR NE ZAMAN BAŞLIYOR?

2022 Üç Aylar Ne Zaman Başlıyor?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.