Turşu Gribe Karşı Birebir Geliyor

Grip ve soğuk algınlıklarına karşı iyi gelen ve bağışıklık sistemine faydalı olan turşu, özellikle kış mevsiminde vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor.

Kış mevsimlerinde ortaya çıkan bazı hastalıkların yaygın hale gelmesi, bağışıklık sistemine faydalı olan, grip ve soğuk algınlıklarına iyi gelen turşunun tüketimini de artırıyor.

Sağlık açısından birçok yararı olan havuç, kornişon, salatalık, yeşil domates, biber, soğan, sarımsak, lahana ve kereviz yaprakları gibi sebzelerin, sirke, limon ve tuz desteğiyle yapılan turşular, özellikle kış aylarında yoğun ilgi görüyor.

Bazı rahatsızlıklara iyi gelmesinin yanı sıra turşunun gribal enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisinin bulunması, kış aylarında bu gıdaya talebi de artırıyor.

Turşu satan esnaf Ünal Atalay, kış mevsiminde özellikle sarımsak, lahana ve salatalık turşusunun ilgi gördüğünü söyledi.

KENDİSİNİ HASTA HİSSEDENLER BİR BARDAK ACILI TURŞU SUYUYLA TOPARLIYOR

Doğal antibiyotik olarak bilinen sarımsak ile lahana turşularının grip ve soğuk algınlığına karşı şifa kaynağı olduğunun bilindiğini belirten Atalay, şöyle konuştu:

"Kış aylarında turşu suyunun da tüketimi artıyor diyebilirim. Kendisini biraz hasta gibi hisseden vatandaşlarımız, bir bardak acılı turşu suyuyla hemen toparlanabiliyor. Sadece bir kilogram sarımsak turşusu alan müşterilerim var. Sadece suyu için gelen müşterilerim oluyor. Genel olarak tüm müşterilerimin bu dönemde ortak tüketim sebebi sağlık."

Figen Alkılıçgil de sıklıkla turşu tükettiğini belirterek, "Bir takım sağlık problemlerim olduğu için dikkatli tüketmeye çalışıyorum." dedi.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alparslan Birdane, turşunun grip ve soğuk algınlığına fayda sağlayabileceğini belirterek, 18 yaşından büyük her 3 kişiden 1'inin hipertansiyon hastası olma riskinden dolayı bu gıdanın fazla tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.