Tramvayda Alkışlanacak Hareket

Samsun'da, yağmurlu havada tramvayda yolculuk yapan ve ayakkabısı olmayan çocuğa kendi ayakkabılarını veren genç herkese insanlık dersi verdi.

Samsun Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet verilen tramvayda yolculuk yapan bir genç, yolcular arasındaki bir çocuğun ayakkabısız olduğunu fark etti. Oturduğu yerden kalkan genç, çorapla gezen çocuğun yanına giderek, sohbet etmeye başladı. Genç, sohbetin ardından ayağındaki ayakkabıları çıkarıp, çocuğa verdi. Ayakkabıları çocuğun ayağına giydirip, bağcıklarını da bağlayan genç, yerine dönüp, çorapla yolculuğuna devam etti.

Gencin davranışı, tramvaydaki yolcular tarafından takdirle karşılandı. Olay anı, bir kişi tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülenip, sosyal medyada paylaşıldı.

ÇOCUK İLK BAŞTA KABUL ETMEDİ

Fotoğrafı sosyal medyada paylaşan lise 12'nci sınıf öğrencisi Emre Enes Köse, fotoğrafın hikayesini anlattı.

Atakum'dan İlkadım'a doğru dün akşam tramvayla gittiğini belirten Köse, 11 yaşlarında 2 Suriyeli çocuğun da tramvaya bindiğini belirtti.

Çocuklardan birisinin ayakkabısının yırtık, diğerinde ise ayakkabı olmadığını söyleyen Emre Enes Köse, "Biz de onlara bakıyorduk, daha sonra bir ağabey geldi ve ayağındaki ayakkabıları çıkardı, ayakkabısı olmayan çocuğa verdi. Çocuk ilk başta almak istemedi ama ağabey ısrar edince çocuk aldı. Hava da yağmurluydu ancak ayağındaki ayakkabıları vermesi nedeniyle ağabey evine çorapla gitmek zorunda kaldı." dedi.

Olay karşısında çok duygulandığını aktaran Köse, "Güzel bir sahneydi, ben de bu sahneyi ölümsüzleştirdim. Böyle bir olayı beklemiyordum. Ben dahil tramvaydaki herkes duygulandı." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.