sünnet

Ayak Ucuna Bakarak Yürümenin Faydaları

Peygamber Efen­di­miz (s.a.v.), yü­rür­ken ge­rek­me­dik­çe et­ra­fı­na ba­kın­maz, umû­mi­yet­le ayak­la­rı­nın ucu­na ba­ka­rak, san­ki yo­kuş­tan ini­yor­muş gi­bi se­rî ve va­kar­lı yü­rür­ler­di.

Manevi Yolda Firaset

Nefsi tezkiye ve kalbi tasfiye etmeyi hedefleyen mâneviyat yolu, peygamberlerin ve evliyâullâh’ın yoludur. Dolayısıyla büyük bir titizlik, hassâsiyet ve firâset ister. Âdeta mayın tarlasında yürür gibi âzamî derecede dikkatli olmayı gerektirir.

Sünnetin Evrenselliği Nedir?

İslâm, en son ve en mükemmel din, Hazreti Muhammed de en son peygamberdir. İslam’ın hedef kitlesi belli bir ırk ve belli bir coğrafya ile sınırlı değildir. Dolayısıyla bu dini tebliğ etmekle görevli olan sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in hayat tarzı olan sünnet de evrensel nitelikler taşımaktadır.

"peygamber Size Ne Verirse Onu Alın"

Peygamberimizin sünnetine kayıtsız şartsız uyup emirlerini ifa etmemiz Allah Teâlâ tarafından buyurulmakta ve hatta Kur’an-ı Kerîm'in birçok ayetinde Rasûlullah'a itaat, Allah'a ita­atle yanyana zikredilmekte, Allah'ı gerçekten sevmenin, Râsûlullah'a kayıtsız şartsız bağlanmakla mümkün olacağı belirtilmektedir.

Sünnete Tabi Olmada Müslümanın Sorumluluğu

Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in örnekliği, onun peygamber misyo­nuy­la­ doğrudan ilgilidir. Dolayısıyla onun örnek alınacağı alan da, bu misyonla ilgili olan tüm eylem ve tavır­lar­dır. Biz Müslümanlara düşen de sevgili peygamberimizi tanımak, anlamak ve ona tabi olmaktır.

Müslüman İçin En Kıymetli Üç Kişi!

İnsan kimi sever ve kiminle beraber olursa, onun hâli ile hâllenir. Zira insanoğlunun şahsiyet ve karakteri, diğer insanlarınkine benzemeye ve onları taklit etmeye meyyâldir.

Tabiileri Yetiştiren İlim Merkezleri

Meşhur tâbiîler; İslam devletinin sınırları genişledikten sonra Mekke, Medîne, Kûfe, Basra, Şam ve Mısır gibi ilim merkezlerinde yetişmişlerdir.

Peygamber Efendimiz’in Sohbet Sünneti

“Sahâbî” ve “sohbet” kelimeleri aynı kökten gelmektedir. Şüphesiz ki bu kelimeler arasındaki mânâ yakınlığı, tesâdüfî değildir. Zira sahâbeyi sahâbe yapan en mühim vesîlelerden biri de, onların Peygamber sohbetinden istifâde bereketine nâil olmuş bulunmalarıdır.

Peygamber ve Sünnete Neden İhtiyacımız Var?

Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem ümmetine Allah Teâlâ’nın istediği şekilde yaşamaları için gerekli bilgileri uygulamalı olarak vermiştir. Her peygamber gibi bizim peygamberimizin de iki temel görevi vardı: Tebliğ ve beyân.

Ef’âl-i Mükellefin Nedir? Görevleri Nelerdir?

Kısaca Ef’âl-i Mükellefîn nedir? Ef’âl-i Mükellefîn yaptığı işlerin hükümleri (görevleri) nelerdir?

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.