peygamber efendimiz

Kadir Gecesini Kaçırmamak İçin En Güzel Yol

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ramazan'ın son on gününü ve gecesini her zamankinden biraz daha fazla ibadetle geçirirdi, Kadir Gecesini de kaçırmamak isterdi. Bu sebeple Ramazan'ın bu son on gününde genellikle itikâfta olurdu.

Miraç'tan Sonra Neler Yaşandı?

Miraç’tan sonra neler yaşandı? Peygamber Efendimiz Miraç hadisesini anlattıktan sonra müşrikler nasıl tepki verdiler? Miraç hadisesinden sonra yaşananlar...

Canlı Bir Kur’an Tefsiri

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in 23 senelik nebevî hayatı, canlı bir Kur’ân tefsîri mâhiyetinde tezâhür etti.

Çocuklara Adab-ı Muaşereti Nasıl Öğretelim?

Okul öncesi dönemdeki çocuklara âdâb-ı muâşereti (adab kurallarını) nasıl öğretelim?

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi 07 Aralık 2020 Sohbeti

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler muhtevasında rahmet insanı olabilmekten bahsettiği Erkam Radyo ve Erkam TV de yayınlanan 07 Aralık 2020 tarihli sohbeti...

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi 30 Kasım 2020 Sohbeti

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin Peygamber Efendimiz'den bahsettiği Erkam Radyo ve Erkam TV de yayınlanan 30 Kasım 2020 tarihli sohbeti...

İslam Tarihinde Bayramlaşma Adetleri

Hz. Peygamber, Ramazan bayramlarında musallâya çıkmadan önce hurma yeme âdeti bir sünnet telakki edilmiş ve bu telakki bayramda tatlı ikramı geleneğini doğurmuş. Bayramların kalabalıkla ve büyük bir coşku içinde kutlanmasını arzu ettiğini öğrendiğimiz Peygamber Efendimiz, bayram kutlamalarında silâhlarla yapılan folklorik gösterilere dahi izin verirdi.

Müslümanlara Sabır Telkîn Eden Ayetler

Kur’an-ı Kerim’de geçen sabır ile ilgili ayetler...

Kâb İbni Mâlik (r.a.) Kimdir?

Bu azîz sahâbî Resûlullah Efendimiz’in üç meşhur şâirinden biridir. Medineli olup Hazrec kabilesindendir. İkinci Akabe Bîatı'nda bulunarak Efendimiz’i Medine’ye dâvet eden bahtiyarlardan biri de odur.

Abdullah İbni Ömer (r.a.) Kimdir

Hicretten on yıl önce Mekke’de doğdu. Babası Hz. Ömer’le birlikte müslüman oldu ve onunla birlikte hicret etti. On üç yaşında iken Uhud Savaşı’na katılmak istedi; fakat Hz. Peygamber onun henüz çok genç olduğunu söyleyerek buna izin vermedi. Hayatının ileriki dönemlerinde birçok savaşlara ve fetihlere iştirak etti. Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin de bulunduğu İstanbul seferine katıldı.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.