Mescid-i Nebevi

İtikâf Çeşitleri Nelerdir?

Îtikâf, lügatte kendini bir yere hapsederek durup beklemek, maddî-mânevî, müsbet-menfî bir şey üzerinde ısrarla durmak gibi mânâlara gelir.

İslam Medeniyetinin İlk Mescitleri

Skyroad'un Haziran ayı özel sayısında Müslümanların göç etmesiyle birlikte İslam medeniyetinin şekillenmeye başladığı Medine'de yer alan mescitleri konu aldı. M. Ata Emiroğlu'nun kaleminden Mescid-i Nebevi, Uhud Şehitliği ve Okçular Tepesi'nin de aralarında bulunduğu birbirinden kıymetli mescitlerin anlamları ve bulunduğu yerleri.

Mescid-i Nebevi'de İkram Bereketi

Hacılar kutsal topraklarda Peygamber Efendimizi ziyaretlerini sürdürüyor. Mekke-i Mükerreme’de hac farizasını yerine getiren Hicri 1437 yılının hacıları, Medine’de Peygamber Efendimizin kabrini ve mescidini de ziyaret ediyorlar.

Hacılar Medine-i Münevvere'de

Kutsal topraklarda hac farizalarını tamamlayan hacıların bir kısmı memleketlerine dönmeye başlarken, ilk olarak Mekke'ye gelenler ise Medine'ye geçerek Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'in kabrinin de bulunduğu Mescid-i Nebevi'yi ziyaret ediyor.

Kutsal Topraklar Mobil Rehberle Gezilebilecek

Suudi Arabistan'ın Um Kura Üniversitesi bünyesinde geliştirilen mobil uygulama ile kutsal topraklardaki ziyaretçiler, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’yi gezebilecek.

Mescid-i Nebevî'de Türkçe Hutbe Dönemi Başlıyor

Mescid-i Nebevi'de verilen cuma hutbelerinin, Türkçeye anlık tercümesine başlandı.

Osmanlı'da Mescid-i Nebevî'ye Hürmet

İslâm târihinin sahâbe ve tâbiîn devrinden sonra en ihtişamlı safhasını teşkil eden ecdâdımız Osmanlı, pâdişâhından çobanına kadar bütün halkının eşsiz bir Peygamber muhabbetiyle temâyüz ettiği bir toplum idi.

Türkiye Mescid-i Nebevi'yi Güzelleştiriyor

İslam aleminin mukaddes mescitlerinden Mescid-i Nebevi’deki restorasyon çalışmaları devam ederken, burada yapılan pirinç süslemelerinin Türkiye'de yapıldığı belirtildi.

Ömür Boyu Kimseye "öf!" Bile Demeden Yaşayabilir Misin?

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- insan neslinin en mülâyimi idi. (Müslim, Hac, 137) Âişe vâlidemiz şöyle der: “Ahlâkı Hazret-i Peygamber’den daha güzel bir başkası yoktur. Ashâbından veya âilesinden kim O’nu çağırsa hemen, «Buyur!» derdi.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.