islam

Sen De Zengin Olabilirsin

Hazret-i Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem-, asıl zenginliğin, mal çokluğu ile değil, gönül zenginliği ile olduğunu belirtmişlerdir.

Müslümanlar ile Yahudiler büyük bir savaş yapmadan kıyamet kopmaz

Darulhadis Derneği kurucularından Doç. Dr. Selahattin Yıldırım Hoca, hadisi-i şerifler ışığında Yahudilerin Müslümanlar ile verecekleri büyük savaşın sonunda mağlup olacaklarını söyledi.

Hizmet Nimettir

Cenab-ı Rahman’ın sunduğu hizmet sahası öylesine geniştir ki, her fıtrat, bu hizmet dairesi içerisinde kendisine yer bulur. Ecrin kaynağı, hizmetin şekli değil, niyetin şeklidir.

"Hizmet Edin" Değil "Hizmet Edelim"

İslam’da hizmet etmenin birinci adımı, o hizmetin içerisinde bilfiil yer almaktır diyebiliriz. Nitekim başta Peygamberimiz (s.a.v) ve bir hizmetin başındaki Allah dostları, halifeler, hizmetlerde her zaman aktif bir rol oynamıştır. Yani "Hizmet Edin" değil "Hizmet Edelim" olmuştur.

Şehâdeti Zedeleyen Davranışlar

Şehâdeti zedeleyen davranışlar nelerdir? İslam'da şehit olmanın şartları nelerdir? İslam'da şehitliğin şartları nelerdir? Şehit nasıl olmalı? İslam'da şehit ve şehadetin esasları nelerdir? Nelere dikkat etmek gerekir?

Allah'ın Razı Olduğu Din: İslam

Altınoluk Dergisi, 382. sayısında "Allah'ın razı olduğu din İslam"  kapağıyla çıktı. 

Misafirin Hakları Nelerdir?

Hadis-i şeriflerde belirtildiği üzere misafirin ev sahibi üzerinde hakkı vardır. Bu hak ev sahibinin, gelen misafiri kabul edip ağırlamasıdır. Misafirin kabul edilip ağırlanması bir lütuf değil, misafirin hane sahibi üzerindeki hakkıdır. Öyle ise misafiri ağırlayan, ona bir lütufta bulunmuş olmuyor, hakkını veriyor demektir.

Arı Duru Bir Namaz İçin Yapmanız Gerekenler

Efendimiz (s.a.v.) hadîs-i şerîflerinde; "Beni nasıl namaz kılıyor gördüyseniz öyle namaz kılınız."[4] buyurmuş; kıyam, kıraat, ruku ve sücûdun hududunu bildirmiştir. Farz namazların ilk ve son vakitlerini göstermiştir. İşte arı duru bir namaz için yapmanız gerekenler...

Allah İçin Kimler Sevilir Kimler Sevilmez?

 İnsanoğlunun dünyaya gelişinden bugüne dek, hiç değişmeyen iki duygu vardır; sevgi ve nefret. Peki İslâm'a göre biz her şeye rağmen herkesi sevmeli miyiz? Yoksa sevmemiz gereken kişiler olduğu kadar buğz etmemiz gereken kişiler de var mı?

İslam Kardeşliği Nasıl Olmalı?

İslâm kardeşliğinden maksat, sırf rahat zamanların dostluk ve yakınlığı değil, din kardeşinin zor gününde gösterilen yakınlık ve dert ortaklığıdır.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.