Sorumlulukla İlgili Hadisler

Sorumlulukla ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin (s.a.s) sorumlulukla ile ilgili 40 hadis-i şerifi...

Peygamber (s.a.s) Efendimizin sorumlulukla ile ilgili hadisleri.

SORUMLULUKLA İLGİLİ 40 HADİS

Peygamberimizin (s.a.s) sorumluluk ile ilgili şöyle buyurmuştur:

1. “Üç grup insandan sorumluluk kaldırılmıştır: Uyanıncaya kadar uyuyandan, buluğa erinceye kadar çocuktan ve akıllanıncaya kadar akıl hastasından.” (Ebû Dâvûd, Hudûd, 17)

***

2. “Allah, yanılarak, unutarak ve zor kullanılarak yaptıklarından dolayı ümmetimi sorumlu tutmaz.” (İbn Mâce, Talâk, 16)

***

3. “Yüce Allah, kalplerinden geçirip de dile getirmedikleri ve yapmadıkları şeylerden dolayı ümmetimi sorumlu tutmaz.” (Nesâî, Talâk, 22)

***

4. “Dikkat edin! Kişi ancak kendi işlediği suçtan sorumludur. Baba çocuğunun suçundan dolayı cezalandırılamaz. Çocuk da babasının suçundan dolayı cezalandırılamaz... ” (İbn Mâce, Menâsik, 76)

***

5. “Kim İslâm’da güzel bir işe öncülük eder ve kendisinden sonra bununla amel edilirse, kendisinden sonra o işi yapanlar gibi sevap alır. Üstelik onların sevaplarından da bir şey eksilmez. Kim de İslâm’da kötü bir davranışa ön ayak olur ve kendisinden sonra bununla amel edilirse, kendisinden sonra onu yapanlar gibi günah alır. Onların günahlarından da bir şey eksilmez.” (Müslim, İlim, 15)

***

6. Bir gün Resûlullah insanların görebileceği bir yerde oturuyordu. Yanına bir adam geldi ve “Ey Allah’ın Resûlü, iman nedir?” diye sordu. Resûlullah şöyle buyurdu: “Allah’a, meleklerine, kitabına, O’na kavuşmaya ve peygamberlerine iman etmendir. (Aynı şekilde) öldükten sonra son dirilişe iman etmendir.” (Müslim, Îmân, 5)

***

7. “İman; kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve organlar ile amel etmektir.” (İbn Mâce, Sünnet, 9)

***

8. “Ey insanlar! Allah’tan (hakkıyla) sakının ve (O’ndan) istekte bulunurken güzel davranın. Hiç kimse (Allah’ın kendisine takdir ettiği) rızkı -geç de olsa- elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’tan (hakkıyla) sakının ve (O’ndan) istekte bulunurken güzel davranın. Helâl olanı alın, haramdan sakının!” (İbn Mâce, Ticâret, 2)

***

9. “İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buhârî, Îmân, 2)

***

10. “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız: Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti.” (Muvatta’, Kader, 3)

***

11. “Allah, bizden bir söz işitip, onu işittiği gibi (başkasına) ulaştıran kişinin yüzünü ak etsin. Kendisine (bilgi) ulaştırılan nice kimseler vardır ki onu işiten (ve kendisine aktaran) kimseden daha kavrayışlıdır.” (Tirmizî, İlim, 7)

***

12. Temîm ed-Dârî (r.a.) anlatıyor:

Peygamber “Din samimi olmaktır.” buyurdu. Biz “Kime karşı?” diye sorduk. Bunun üzerine o, “Allah’a, kitabına, Resûlü’ne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara (karşı samimi olmaktır).” buyurdu. (Müslim, Îmân, 95)

***

13. “Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun biçimde davran!” (Tirmizî, Birr ve sıla, 55)

***

14. “Sizden biriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 59)

***

15. “Müslüman, dilinden ve elinden insanların selâmette olduğu kişidir. Mümin ise insanların canları ve malları konusunda (kendilerine zarar vermeyeceğinden) emin oldukları kişidir.” (Nesâî, Îmân, 8)

***

16. “Kendi adınıza altı şeyi bana garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin, söz verdiğinizde yerine getirin, size (bir şey) emanet edildiğinde onun gereğini yapın, namusunuzu muhafaza edin, gözlerinizi (bakılması yasak olandan) çevirin ve ellerinize sahip olun.” (İbn Hanbel, V, 323)

***

17. “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden sizden biri kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.” (Tirmizî, Zühd, 45)

***

18. “‘İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız, zulmederlerse biz de zulmederiz.’ diyen zayıf karakterli kimseler olmayınız. Bilâkis iyilik yaptıklarında insanlara iyilik yapmayı, kötülük yaptıklarında ise onlara zulmetmemeyi içinize (bir ilke olarak) yerleştiriniz.” (Tirmizî, Birr ve sıla, 63)

***

19. “Allah, her işte ihsanı (güzel davranmayı) emretmiştir...” (Tirmizî, Diyât, 14)

***

20. Resûlullah (s.a.s.) ashâbından birini bir iş için gönderdiğinde şöyle derdi: “Müjdeleyin nefret ettirmeyin; kolaylaştırın zorlaştırmayın.” (Müslim, Cihâd ve Siyer, 6)

***

21. Abdullah b. Mesut (r.a.) şöyle dedi:

Resûlullah’a, “Amellerin Allah katında en güzeli hangisidir?” diye sordum. “Vaktinde kılınan namaz.” buyurdu. “Sonra hangisidir?” dedim, “Sonra, anne babaya iyilik yapmak.” buyurdu. “Sonra hangisidir?” deyince, “Sonra, Allah yolunda cihat etmek.” buyurdu. (Müslim, Îmân, 139)

***

22. Hz. Peygamber (s.a.s.), sürekli olarak gündüzleri oruç tutup geceleri namaz kıldığını öğrenince Abdullah b. Amr’a (r.a.) şöyle dedi:

“Böyle yapma. Bazen oruç tut, bazen tutma! Gecenin bir kısmında ibadet et, bir kısmında ise uyu! Çünkü vücudunun sende hakkı var, gözünün sende hakkı var, eşinin sende hakkı var, misafirinin sende hakkı var.” (Buhârî, Savm, 54)

***

23. “Dikkat edin! Sizin hanımlarınız üzerinde hakkınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır.” (Tirmizî, Radâ’, 11)

***

24. “Çocuklarınıza ikramda bulunun; onlara güzel terbiye verin.” (İbn Mâce, Edeb, 3)

***

25. “Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter.” (Ebû Dâvûd, Zekât, 45)

***

26. “Veren el üstündür. Vermeye, geçimini sağlamakla yükümlü olduğun kimselerden başla. Annene, babana, kız ve erkek kardeşlerine yardım et, sonra yakınlık durumuna göre devam et.” (Nesâî, Zekât, 51)

***

27. “Yüce Allah şöyle buyurur: ‘Ben Rahman’ım, o (akrabalık bağlarının adı) da rahimdir. Ona kendi ismimden türeyen bir isim verdim. Onunla ilişkiyi sürdürenle ben de ilişkimi sürdürür, onunla ilişkiyi kesenle ben de ilişkimi keserim.’” (Ebû Dâvûd, Zekât, 45)

***

28. “Yanı başındaki komşusu açken tok yatan kimse, iman etmemiştir.” (İbn Ebî Şeybe, Musannef, Îmân ve rü’yâ, 6)

***

29. “Müminin mümin üzerinde altı hakkı vardır: Hastalandığında onu ziyaret eder, öldüğünde cenazesinde bulunur, kendisini davet ettiğinde davetine icabet eder, onunla karşılaştığında selâm verir, aksırdığında ona hayır duada bulunur, varlığında ve yokluğunda onun için samimi davranır.” (Tirmizî, Edeb, 1)

***

30. “Müslümanlar arasında en hayırlı ev, içinde kendisine iyi davranılan bir yetimin bulunduğu evdir. Müslümanlar arasında en kötü ev ise içinde kendisine kötü davranılan bir yetimin bulunduğu evdir.” (İbn Mâce, Edeb, 6)

***

31. “Allah için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edene icabet edin, size bir iyilik yapana karşılığını verin. Eğer onun karşılığını verecek bir şey bulamazsanız, karşılıkta bulunduğunuza kanaat getirinceye kadar ona dua edin.” (Ebû Dâvûd, Zekât, 38)

***

32. “Şüphesiz Yüce Allah, annelere hürmetsizlik etmeyi, kız çocuklarını diri diri gömmeyi ve keyfî emir ve yasaklar koymayı size haram kılmıştır. Sizin için üç şeyi de çirkin görmüştür: Dedikodu, anlamsız çok soru sormak ve malı zayi etmek!” (Müslim, Akdiye, 12)

***

33. “Zandan sakının! Zira zan, sözün en yalanıdır. Birbirinize kulak misafiri olmaya çalışmayın, birbirinizin özel hâllerini araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışı içine girmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!” (Müslim, Birr ve sıla, 28)

***

34. Hz. Peygamber (s.a.s.) “Yedi helâk ediciden sakının!” buyurdu. Sahâbîler, “Yâ Resûlallah! Bunlar nelerdir?” diye sordular. Resûlullah (s.a.s.) şöyle cevap verdi: “Allah’a şirk koşmak, büyü yapmak, Allah’ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak ve zinadan uzak duran, hiçbir şeyden haberi olmayan mümin kadınlara zina isnad etmektir.” (Buhârî, Hudûd, 44)

***

35. “Vücuttaki bütün eklemler için her gün sadaka vermek gerekir. Bineğine binmek isteyen kişiye yardım etmek veya eşyasını bineğine koyuvermek sadakadır. Güzel söz ve namaza giderken atılan her adım sadakadır. Yol göstermek sadakadır.” (Buhârî, Cihâd, 72)

***

36. “Hepiniz birer çobansınız/sorumlusunuz ve hepiniz yönettiklerinizden mesulsünüz. Devlet başkanı bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür. Evin beyi bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür. Evin hanımı da bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür. Hizmetçi de efendisinin malı üzerinde bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür.” (Buhârî, İstikrâz, 20)

***

37. “Size bir şeyi yasakladığım zaman ondan kaçının. Bir şey emrettiğim zaman gücünüzün yettiği ölçüde onu yerine getirin.” (Buhârî, İ’tisâm, 2)

***

38. “İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle (ona karşı kin ve nefret beslesin). Bu ise imanın asgari gereğidir.” (Müslim, Îmân, 78)

***

39. Resûlullah (s.a.s.) açlıktan karnı sırtına yapışmış bir deveye rastladı ve şöyle dedi: “Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah’tan korkun! Binmeye elverişli hâllerinde onlara binin; yemeye elverişli hâllerinde ise onları yiyin.” (Ebû Dâvûd, Cihâd, 44)

***

40. “Lânete sebep olan şu üç şeyi yapmaktan; su kaynaklarına, yol ortasına ve gölgelik yerlere abdest bozmaktan sakının.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 14)

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.