Sahipsiz Köpeklerin Açlıkla Sınavı

Konya’da zorlu kış şartlarında çöplükte yiyecek bulmaya çalışan sahipsiz onlarca köpeğin hayat mücadelesi görüntülendi.

Konya’nın Ereğli ilçesine yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunan çöplük çevresinde yaşayan köpekler, hayvancılıkla uğraşan insanların getirdikleri atıklarla beslenmeye çalışıyor. Köpeklerin, çoğu deri ve kemikten ibaret hayvan leşlerini, açlık sebebiyle sıyırmaya çalışmaları dikkati çekiyor.

Çöplükte yiyeceğin bol olduğu mekanları güçlü köpeklerin zapt ettikleri görülürken, zayıf köpekler ise yiyecek bulmakta zorluk yaşıyor.

Belediye ekiplerince yiyecek bırakılan yerlerde toplu şekilde yaşayan yavru köpeklerin birbirlerine sokularak ısınmaya çalışmaları, oynadıkları oyunlar insanın içini ısıtan görüntüler ortaya çıkarıyor.

Çetin kışın şartlarında tilki, kartal, şahin, karga, saksağan ve kerkenez gibi yabani hayvanlar da çöplükten yararlanmaya çalışıyor.

Kaynak: AA

 

İslam ve İhsan

SOKAK HAYVANLARI İÇİN NE YAPABİLİRİZ?

Sokak Hayvanları İçin Ne Yapabiliriz?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Sayın M.Ali Özsoy ! Onların bir şey isteyecek dilleri yok bizim gibi , o nedenledir ki Alemlerin Rabbi olan Allahu teala onları bize emanet etmiştir. Bizim de sahibimiz Allahu teala ; o zaman hastalandığımız zaman bizde hastahaneye gitmeyelim . Veya acıktığımız zaman bakkala gitmeyelim ekmek almaya. Bunlar hiç olacak iş değil, değilmi ?? O zaman Allah neden hastahaneyi veya ekmekleri yaratti ? Lütfen merhamet edin şuursuz davranmayın bizler müslümanız. Onların da bir kalbi ve canı var tıpkı biz iki ayaklılar gibi. Kuşu öldü diye küçük bir çocuğa taziyeye giden peygamberin s.a.v. canlı canli hayvan katleden ummeti haline gelmişiz. Kanunda kedi köpekler de kamu malı diye geçiyor ama kamudan yararlanımıyor. Madem idda ettiğiniz gibi bu garipler sahipli neden karınları aç? Neden hastalandığı zaman tedavi edilmiyor?

    Kur'an-ı Kerim Sebe Suresi 1. Ayeti kerime Mealen "Hamd, o Allah'ındır ki göklerde ne var, yerde ne varsa hep O'nundur. Ahirette de hamd O'nundur. O hüküm ve himet sahibidir, herşeyden haberdardır." Diyor !!! "SAHİPSİZ KÖPEKLER" mi Var ?

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.