Sağlık Çalışanı Babalar, Evlatlarına Doya Doya Sarılabilecekleri Günün Hayalini Kuruyor

Kovid-19 nedeniyle bu yıl da Babalar Günü'nü evlatlarından uzakta onlara sarılamadan geçirmek zorunda kalan sağlık çalışanları, bu sürecin çocuklarından ayrı kaldıkları son günler olması için tüm vatandaşlara aşı olma çağrısında bulundu.

Kovid-19 nedeniyle bu yıl da Babalar Günü'nü evlatlarından uzakta onlara sarılamadan geçirmek zorunda kalan sağlık çalışanı babalar, bu sürecin çocuklarından ayrı kaldıkları son günler olması için tüm vatandaşlara aşı olma çağrısı yaptı.

Türkiye'de bir yıldan fazladır devam eden salgında doktorundan hasta bakıcısına, hemşiresinden temizlik personeline kadar on binlerce sağlık çalışanı, en ön safta mücadele verdi. Kimi günlerce hastalarının başında nöbet tuttu kimi de hayat kurtarmaya çalıştığı esnada Kovid-19'a yakalanarak yaşamını kaybetti.

Salgınla mücadele sürecinde ailelerinden, evlatlarından ayrı düşen, bayramları, kutlamaları sevdiklerinden uzakta geçirmek zorunda kalan sağlık çalışanları, bu yıl da buruk kutlayacakları Babalar Günü öncesinde duygularını AA muhabirine anlattı.

"Uzun süredir çocuklarımızdan, ailemizden ayrıyız"

Ankara Şehir Hastanesi acil servis hemşirelerinden iki çocuk babası 38 yaşındaki Mehmet Temiz, 18 yıldır görevini sürdürdüğünü dile getirdi.

Eşinin de hemşire olduğunu, Kovid-19'a karşı çok zorlu bir mücadele verdiklerini anlatan Temiz, "Uzun süredir çocuklarımızdan, ailemizden ayrıyız. Kimseyle görüşemiyoruz. Yaklaşık 10 aydır evlatlarım şehir dışında ailemin yanında. Onlarla ancak telefonda görüşme fırsatını bulabiliyorum." dedi.

Temiz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçen yılki Babalar Günü'nde evlatlarımla bir araya gelememiştim, 10 dakika görüntülü görüşebilmiştim. Bu sefer de bir araya gelemedik. Onlarla konuştuğumda beni çok özlediklerini, artık bir arada olmak istediklerini söylüyorlar. Bundan sonraki günler için umudumuz, hayalimiz, aşı sırası gelen tüm halkımızın aşılarını yaptırması, yüksek düzeyde toplum bağışıklığı sağlanarak pandeminin bir an önce bitmesi. Bizler de artık bir an evvel normal hayatımıza dönmek istiyoruz."

Hemşire Mehmet Temiz, 2,5 ve 11 yaşındaki oğullarına da "Yağız'ım ve Mert'im sizleri çok seviyorum, çok özledim. En kısa zamanda inşallah hep birlikte olacağız." mesajını iletti.

"Aşı en güvenli limanımız"

Ankara Şehir Hastanesi Romatoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Omma da iki kızı, iki oğlunun bulunduğunu, eşinin de doktor olduğunu anlattı.

Bir yılı aşkın süredir hastanenin koronavirüs servisinde görev yaptığını, salgın döneminde çok yoğun çalıştıklarını kaydeden Omma, "Kovid-19 döneminde evlatlarımızdan uzak kaldık. Onlarla yeterince ilgilenemedik. Doğum günleri oldu, göremedik. Aynı zamanda bütün aile Kovid olduk. Eş zamanlı evde hepimizin ayrı odalara serpildiği dönemler oldu. Bunları atlattık çok şükür." diye konuştu.

Omma, salgında kötü olayların yanı sıra mesleğin farklı yönlerini, dayanışmasını tecrübe ettiklerini belirterek, bu dönemde ailenin kıymetini daha iyi anladıklarını vurguladı.

Koronavirüs bulaştırmamak için karı-koca evde sürekli çocuklarından uzak durmak zorunda kaldıklarını, yoğunlukları sebebiyle de onların uzaktan eğitim süreçleriyle yeterince ilgilenemediklerini dile getiren Omma, "Salgın sürecinde çoğu zaman evimizde değil hastanede yattık. Hafta sonlarını son bir aydır evimde geçirebiliyorum, onun haricinde her hafta sonu, bayramlar, resmi tatiller de dahil hastanedeydik. Artık vakalar azaldı çok şükür, nispeten daha rahatız. İnşallah bu Babalar Günü'nde evde evlatlarımla olabileceğim." dedi.

Aşılamanın artması ve vaka sayılarının azalmasının ümit ve mutluluk verici olduğunu vurgulayan Omma, şunları kaydetti:

"Bugünden başlayarak bundan sonraki Babalar Günü'nü, Anneler Günü'nü koronavirüs olmadan, evlatlarımızla geçirmek istiyoruz. Geçtiğimiz dönemde bunu yaşayamadık maalesef. Bundan sonra hemşire, doktor arkadaşlarımızın, personellerimizin evlatlarıyla daha yakın olabilmesini, onlara sarılabilmesini diliyoruz. Bu dönemde evlatlarımızın, eşimizin, anne babamızın ellerini tutmaktan çekinir hale geldik. İnşallah bu son olsun, bir daha Kovid'le karşılaşmayalım."

Doç. Dr. Ahmet Omma, vatandaşlara, "Aşılarımız güvenlidir. Tüm vatandaşlarımızın güvenle aşılanmasını temenni ediyorum. Aşı bizim tek çıkışımız. Aşı oranımız arttı, yatan hasta oranımız anında azaldı. Aşı en güvenli limanımız, bu hastalıktan başka türlü kurtulma şansımız en azından şu an için yok." diye seslendi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.