Realite Türkçe Anlamı

Realite ne demek? Realite kelimesinin Türkçe anlamı nedir? Realite kelimesine örnek cümleler...

Realite: Gerçek, gerçeklik, şe’niyet gibi anlamlara gelmektedir.

REALİTE KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Dîne dayanmaksızın hakîkati bulacağını iddiâ eden felsefeler ise, insanı merkeze alır ve onu mutlak realite olarak görür, diğer varlıkları onun ekseninde ve ona bağlı olarak değerlendirmeye kalkışır.

*****

Filozoflar, akıllarıyla bâzı hakîkatleri tespit etmişler ve bunlar üzerinden sistemler geliştirmişlerdir. Fakat bu sistemlerin faydasından çok zararı görülmüştür. Ayrıca onların hatâya düştükleri diğer bir husus, insan gerçeğini tek bir temâyül üzerinden îzâha kalkmalarıdır. İnsan realitesine dâir tespit ettikleri bir hakîkati, lâyık olduğu seviyeden daha üstün görerek veya şümullendirerek bütün hayâtî temâyüllerin kendisine bağlı olduğu yegâne temâyül gibi görmüş olmalarıdır. Bunlar “monist” teorilerdir.

*****

Yaratılıştan gelen bir husûsiyettir. Davranışlar üzerinde de belli seviyede bir tesiri vardır. Fakat Freudʼun hatâsı; bunu şümullendirerek hayatın her sahasına yaygınlaştırması ve bütün davranışların temel sebebi olarak bu realiteyi görmesidir.

*****

İslâm da, insanın cinsî temâyüllerini bir realite olarak kabul eder. İnsan neslinin devamı için Allah tarafından verilmiş olan bu temâyülü inkâr değil, tanzim eder.

İslam ve İhsan

KOMÜNİZM, KAPİTALİZM VE LİBERALİZME KARŞI İSLAMİ SİSTEM VE FARKLILIKLARI

Komünizm, Kapitalizm ve Liberalizme Karşı İslami Sistem ve Farklılıkları

GERÇEK DOSTLUĞUN ÖZELLİKLERİ

Gerçek Dostluğun Özellikleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.