Otizm Tedavisi

İngiltere’de yaşayan Nöroloji ve Beslenme Uzmanı Dr. Natasha Campbell McBride, henüz 3 yaşındayken otizm tanısı alan oğlunu, “Tüm hastalıklar bağırsakta başlar” sözünden yola çıkarak geliştirdiği sistemle sağlığına kavuşturdu.

İngiltere’de yaşayan Nöroloji ve Beslenme Uzmanı Dr. Natasha Campbell McBride, henüz 3 yaşındayken otizm tanısı alan oğlunu, “Tüm hastalıklar bağırsakta başlar” sözünden yola çıkarak geliştirdiği sistemle sağlığına kavuşturdu.

Yaptığı çalışmalarda otizmin yanı sıra birçok hastalığın sebebinin de bağırsak florasındaki dengesizlik olduğunu ortaya koyan McBride, geliştirdiği Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için Doğal Tedavi Yöntemi (GAPS Tedavi Protokolü) ile çok sayıda hastanın da iyileşmesine katkı sağladı.

GAPS Tedavi Protokolü’nün olmazsa olmazlarının başında kelle paça çorbası gelirken, taze et, balık, yumurta, fermente sebze, yoğurt, peynir gibi mayalanmış ürünler de sistemin en önemli besin araçları olarak öne çıkıyor.

Geliştirdiği yöntemle tüm dünyada ismini duyuran Dr. McBride, çeşitli eğitimler sonucunda sistemin öğretildiği yaklaşık 2 bin hekimin desteğiyle de farklı bölge ve ülkelerdeki hastalara umut olmak için çaba sarf ediyor.

Dr. McBride, Sağlık Bakanlığının davetlisi olarak katılacağı, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğinde gerçekleştirilecek “Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi”nde de geliştirdiği yöntemin ayrıntılarını, bu yoldaki deneyimlerini tıp camiasıyla paylaşacak.

“BİRÇOK HASTALIĞIN KÖK SEBEBİ AYNI: BAĞIRSAK”

Kongre öncesi Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde düzenlenen sempozyumlara da katılan Dr. Natasha Campbell McBride, oğlunun otizmden kurtulma hikayesini anlattı.

Dr. McBride, oğlunun otizm tanısı almasının ardından, hastalıkla ilgili öğrenme eğrisinin hızla arttığını ve bu alanda çok fazla araştırmayla çalışma yapmaya başladığını söyledi.

McBride, “Şu anda 25 yaşında olan oğlum sağlıklı ve normal bir hayat sürüyor. Bu da bana otizmin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu gösterdi. Kliniğimde otistik çocukları olan ailelerle çalışıyoruz. Bugün binlerce çocuk otizm tedavisi alıp, iyileşmiş durumda.” dedi.

Natasha Campbell McBride, “Otizmden muzdarip çocuk ve ailelere baktığımda, evet çocukta otizm tanısı var. Ancak kardeşlerin otizm olmasa dahi çok sağlıklı olmadığını gözlemledim. Diğer çocukların sindirim sistemleriyle ilgili sorunları olabiliyor. Egzama ya da hiperaktif olabiliyor. Anne ya da babalarına bakıyorum; onların da çok farklı kronik hastalıkları var. Evet, otizm değil ama otizme sebep olan aynı kök sebebin bu hastalıkları da beraberinde getirdiğini gözlemledim.”ifadelerini kullandı.

Deneyimlerinin kendisine “Tüm hastalıklar bağırsakta başlar” sözünü öğrettiğini dile getiren McBride, şunları kaydetti:

“Tüm hastalıklar sindirim sisteminde başlıyor. Çünkü hastalıklar bağırsak florasına yerleşiyor. Zaten vücudumuzda mikropların olduğunu biliyoruz ama bence bunun boyutuyla ilgili bilgilerimiz eksikti. Son araştırmalara göre vücudumuzdaki hücrelerin yüzde 90’ı ki bu çok büyük bir oran, bağırsak florasında yaşıyor. Sağlıklı bir insan vücudunda belli bir mikrop dengesi var. Antibiyotikler, kimyasal şeyler, beslenme bozuklukları, hava kirliliği bunların sonucunda da mikrop dengesi bozuluyor. Bundan sonra besinler yanlış sindiriliyor, böylece kan dolaşımı sistemine binlerce kimyasal giriyor. Bunların bir sonucu olarak da hastalıklar meydana geliyor. Zaten GAPS’ın nedeni de bu denge bozukluğu. Aslında otizmli çocukların tamamında beynin normal olduğunu görüyoruz ama bu çocukların bağırsak florası anormal. Çocuk bu yapıyı da ailesinden alıyor. Ebeveynin bağırsak florası anormal olduğu için o da aynen çocuğa geçiyor. Bunun sonucunda sindirim sistemi nedeniyle çocukta toksisite oluyor. Yani yediği, içtiği şeyler aslında beyni büyütmesi gerekirken, tam tersine çocukta toksisiteye sebep olarak disleksi, epilepsi, hiperaktivite, şizofreni gibi sorunlara yol açıyor.”

“TOKSİNLER BEBEKLERİN BEYNİNİ ZEHİRLİYOR”

Tüm dünya genelinde milyonlarca otistik çocuk olduğunu aktaran McBride, “Otistik çocukların hepsinin beyinleri, bağırsak florası dengesinin bozukluğu nedeniyle zehirleniyor. Bebekler 5 duyu organlarıyla dünyayı keşfediyorlar. Tüm bu bilgiler beyinde işleniyor ve çocuk normal şekilde büyüyor. Ama otistik çocukların beyninde toksinler, zehirler olduğu için ne yazık ki 5 duyu organıyla aldığı bilgileri işleyemiyor. Orada bir sorunla karşılaşıyoruz. Bu toksinlerin yapısına bağlı olarak çocukta ya otizm ya hiperaktivite ya da disleksi oluşuyor.” ifadelerini kullandı.

Dr. Natasha Campbell McBride, GAPS beslenme protokolünü oğlu ve binlerce hastaya bakarak oluşturduğunu ifade ederek, “Nedir bu protokol? Bağırsak florasını tekrar dengeli hale getiriyoruz. O patojenik mikroplardan kurtulup, onların yerine dengeli, sağlıklı bakterileri yerleştiriyoruz. Bir de bağırsak duvarını tamir ediyoruz. Yani toksisite akışını durduruyoruz. Bunu yapabildiğimizde vücut kendi kendini temizleyen bir yapı olduğu için beyin, kalp, akciğerler, dolaşım sistemleri temizleniyor. Bunlar gerçekleştirilince çocuk tekrar öğrenmeye başlıyor. Beyni temizleniyor, artık otizmle ilgili bir sorun yaşamıyor.” şeklinde konuştu.

OTİZM İÇİN KELLE PAÇA ÇORBASI

GAPS beslenme protokolünde en önemli şeyin diyet olduğunu belirten McBride, “Ne yediğiniz çok önemli. Sindirim sistemimiz uzun bir tünel gibi. Oraya ne verirseniz karşılığını alıyorsunuz. O yüzden gıda bizim en önemli ilacımız aslında. Sağlıklı beslenme de aslında geleneksel Türk mutfağına çok çok benzer. Yani sağlıklı beslenme için, geleneksel Türk mutfağı diyebilirim. Neler vardır mesela? Taze et, balık, yumurta, fermente sebze, yoğurt, peynir gibi mayalanmış ürünler. Bunların hepsi beslenme protokolünün olmazsa olmazlarından. Bir de çorba çok önemli. Çorba da bildiğim kadarıyla geleneksel Türk mutfağında önemli rol oynuyor. Mesela hayvanın kafasıyla, ayaklarıyla yapılmış çorbalar var. Bizim de GAPS protokolünde önerdiğimiz en değerli besinlerden biri bu kelle paça çorbasıdır.” şeklinde konuştu.

Dr. McBride, “Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi”ne davet edilmesiyle ilgili de “Bu davet benim için çok kıymetli. Gerçekten şükran borçluyum.” diyerek, memnuniyetini dile getirdi.

GAPS’a ilişkin pek çok doktor ve akademisyenin eğitim aldığını, tüm bunların da çok umut verici olduğunu vurgulayan McBride, sözlerini şöyle tamamladı:

“Çünkü bunların sonucu tıpta müdahalelere, uygulamaya yansıyor. Ancak 250-300 doktor kocaman bir okyanusta damla gibi. Çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Önümüzdeki hafta gerçekleşecek kongre bilgiyi yaymak için önemli bir adım. Bunun için de çok mutluyum. Aslında vücut inanılmaz bir yapı. Kendi kendini iyileştirme mekanizmasına sahip. Vücudun aslında bir doktora, ilaca, diyete de ihtiyacı yok. Vücut kendi kendini aslında iyileştiriyor yeter ki o mekanizma için doğru aracı verin. İşte o da beslenme. Türkiye’de zaten eski geleneksel Türk mutfağına baktığımızda tüm sağlıklı yemekleri, tarifleri bulacaksınız. Ancak gıda sektörü tarafından değiştirilmiş olanları demiyorum. Eski tarifleri bulup, onları canlandırmamız lazım. Çünkü eskiden insanlar gayet sağlıklı yaşıyordu. Tekrar o tariflere dönebilirsek bunu yine yapabiliriz.”

Kaynak: AA

 

İslam ve İhsan

KELLE PAÇA ÇORBASININ FAYDALARI

Kelle Paça Çorbasının Faydaları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.