Osmanlı'da Akide Şekeri Dağıtılması Ne Anlama Geliyordu?

Gazeteci-Yazar Fahri Sarrafoğlu Osmanlı Devleti'nde akide şekerinin ne anlama geldiğini anlatıyor.

Değerli dostlar, hepimizin bildiği akide şekerinin aslında Topkapı Sarayı’ndan çıkan bir şeker olduğunu ve çok çok önemi bir mana içerdiğini biliyor muydunuz? Yani bugün bazılarının Konya şekeri dediği veya Mevlana şekeri dediği şekerin gerçek hikâyesi aslında Topkapı Sarayı’nda geçiyor… Tahta çıkan tüm padişahların önemli üzerinde durdukları hatta “biraz da çekindikleri bir şekerdir, Akide şekeri… Neden mi?

İşte tahta çıkan Padişahların önem verdiği akide şekerinin gerçek hikâyesi:

AKİDE ŞEKERİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Tahta çıkan yeni Padişah Yeniçeri Ağası’nın elinden bir şeker tası alırdı. Bu şeker bizzat yeniçeri ocağında yapılır ve yeniçeri ağası tarafından bizzat padişaha sunulurdu. Padişah şeker tasını,  iki şekilde alırdı. Önce şeker tası tartılır, eğer 400 gramsa padişah isterse eliyle alıp yer, isterse de yanında bulunan çeşnicibaşına verir önce o yer sonra kendisi yerdi… Bunun manası şuydu: Eğer şeker 400 gram gelirse yeniçeri yeni tahta çıkacak olan padişaha güveniyor" demekti. Bunun üzerine padişahta bu şekeri "ben de size güveniyorum" manasına eliyle alıp yerdi. Ya da ben de size tam tersi "güvenmiyorum, güvenim eksik" manasını demek istiyorsa onu alır çeşnicibaşına tattırır sonra yerdi. Eğer tas içerisinde getirilen şeker 400 gramdan az ise, bu seferde yeniçeri yani ordu "biz yeni padişaha güvenmiyoruz" demekti. Bu durumda ise padişahın yapması gereken iki hareket vardı. Ya "ben size güveniyorum" ama diyecek şekeri kendi eliyle alıp yiyecek ya da "bende size güvenmiyorum" diyerek çeşnicibaşına havale edecekti. İşte bu işleme akitleşme denir, şekere de akide şekeri, denirdi.

4. MURAT’IN CULUSTE UYGULADIĞI İLGİNÇ UYGULAMA

Fakat 4. Murat tahta çıkarken yukarıdaki bütün bu uygulamaların dışında ilginç bir şey oldu. Yeniçeri Ağası çocuk yaşta tahta çıkan padişahın tam güven vermediğini yine valideleri tarafından idare edileceğini düşünerek şekeri 350 gram olarak kardı ve öyle padişaha sundu. Padişah ise beklenilenin tam aksine farklı bir uygulama yaptı. Akide şekerinin ortasına kırmızı kalemle  bir çizgi çekti ve sonra eliyle alarak şekeri yedi. Bu şaşırtan ve ilk defa uygulanan bir gelişmeydi. Ama manası açıktı, padişah siz bana güvenmeseniz de ben size güveniyorum mesajı veriyor fakat ortasına çektiği kırmızı çizgi ile de herkes sınırını bilecek mesajını da vurgulamak istiyordu. Burada hem annesine hem de yeniçeriye büyük bir mesaj veriyordu.

Öyle ki 4. Murat bunun ne demek olduğunu genç yaşta olmasına rağmen ordusuyla Bağdat ve Revan seferinde göstermiş oldu. Ordu genç padişaha güvenerek onun komutanlığında savaşa gitmiş ve başarıyla dönmüştür… İşte akide şekerinin hikâyesi.

Kaynak: Fahri Sarrafoğlu / www.sarrafoglu.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.