Osman Nuri Topbaş Hocaefendi'den Yeni Eserler

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin iki yeni kitabı okuyucuyla buluştu.

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin Alemlere Rahmet Hz. MUHAMMED (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) – Ebedi Mucize Kur’ân-ı Kerîm ve Cihânın Gördüğü En Mükemmel Muallim EN BÜYÜK İLÂHÎ RAHMET isimli iki yeni kitabı yayınlandı.

Kurʼân, Kâinat ve İnsan

İlâhî sıfatların bu âlemde üç tecellî mekânı vardır: Kurʼân, Kâinat ve İnsan. Kur’ân, ilâhî sıfatların kelâmdaki, kâinat ise fiildeki tezâhürüdür. Diğer bir ifâdeyle Kurʼân-ı Kerîm, kelâm sûretine bürünmüş bir kâinat demektir. İnsan ise kâinâtın özü ve hulâsası mevkiindedir. Kur’ân-ı Kerîm, insanoğlunun kıyâmete kadar ulaşabileceği olgunluk seviyesini, hakîkatleri, sır ve hikmetleri özünde ihtivâ eder. Bu bakımdan, diksiyonu ve diğer bütün husûsiyetleriyle, bir benzerinin getirilmesi beşer tâkatinin üzerinde olan, eşsiz bir mûcizedir. Kendisini ilâhî pencereden seyretmek isteyen bir insan, Kurʼânʼı gönül gözüyle ve takvâ derinliğiyle okumaya gayret etmelidir. Zira yaratılış hikmetini idrâk edip insanlık şeref ve haysiyetine lâyık bir hayat yaşamak, ancak Kurʼânî beyanlara râm olmakla mümkündür.

Peygamber Efendimiz -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem-, câhil ve ümmî bir topluluk içinde dünyaya geldi. Fakat ilâhî terbiye altında yetişip Kurʼân-ı Kerîmʼin canlı bir tefsîri olarak yaşadı. Bir kan gölü hâline gelmiş olan bedevîlik çöllerini, bu sâyede fazîletler medeniyetine dönüştürdü. Nefsâniyet bataklıklarını, uhrevî heyecanlarla birer mânâ gülistânına çevirdi. Ümmetine en yüce ahlâkı tâlim etti. Verdiği hikmet ve hakîkat dersleriyle insanlığa; gönderiliş gâyesiyle de topyekûn varlık âlemine rahmet oldu…

Alemlere Rahmet Hz. MUHAMMED (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) – Ebedi Mucize Kur’ân-ı Kerîm, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2014.

Kitabı temin etmek için tıklayın

Cihânın Gördüğü En Mükemmel Muallim

Rasûl-i Ekrem -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem- Efendimiz; Gelmiş ve geleceklerin en asili ve fazîletlisi, insanlığa ağlayanların en merhametlisi, en büyük ilâhî rahmet, yegâne mürşid ve rehberdir. Fahr-i Kâinât Efendimiz’in hayatı; bütün renk, âhenk ve çeşnisiyle en müstesnâ çiçeklerle bezenmiş bir cennet bahçesini andırır ki, arayanlar, kendileri için güllerin en güzellerini o gülistanda bulabilirler. Ne mutlu o mü’minlere ki, Allah ve Rasûlü’nden başkasına gönül vermez ve yaban bahçelerinden hülya meyveleri dermezler.

Cihânın Gördüğü En Mükemmel Muallim EN BÜYÜK İLÂHÎ RAHMET, Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Yayınları, 2014.

Kitabı temin etmek için tıklayın

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.