Öğle Namazının Sünneti ile İlgili Hadisler

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz öğle namazını kaç rekat kılardı? Öğle namazını ilk vaktinde kılmanın fazileti nedir? Peygamberimizin (s.a.v.) öğle namazının sünneti ile ilgili hadisleri.

Öğle namazının sünneti ile ilgili hadis-i şerifler.

PEYGAMBERİMİZİN ÖĞLE NAMAZININ SÜNNETİ İLE İLGİLİ HADİSLERİ

İbni Ömer radıyallâhu anhümâ şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber öğle namazının farzından önce iki, farzından sonra da iki rekat namaz kıldım. (Buhârî, Teheccüd 29, 34; Müslim, Müsâfirîn 104. Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 189, 199, 205; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 66; İbni Mâce, İkâmet 100)

Âişe radıyallâhu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm öğle namazının farzından önce dört rekat namaz kılmayı hiç ihmal etmezdi. (Buhârî, Teheccüd 34. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 1; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 56)

Yine Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Peygamber aleyhisselâm öğle namazının farzından önce benim evimde dört rekat namaz kılar, sonra mescide çıkıp halka öğle namazının farzını kıldırırdı. Daha sonra eve gelerek iki rekat namaz kılardı. Cemaate akşam namazını kıldırdıktan sonra evime gelerek iki rekat sünnet kılardı. Yatsı namazının farzını kıldırdıktan sonra yine evime gelerek iki rekat sünnet kılardı. (Müslim, Müsâfirîn 105. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 1)

Ümmü Habîbe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimse öğle namazının farzından önce dört, farzından sonra da dört rekat sünneti devamlı olarak kılarsa, Allah Teâlâ onu cehenneme haram kılar.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu 7; Tirmizî, Salât 200. Ayrıca bk. Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 67; İbni Mâce, İkâmet 108.)

Abdullah İbni’s-Sâib radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zeval vaktinden sonra ve öğle namazının farzından önce dört rekat sünnet kılar ve şöyle buyururdu:

“Bu vakit, gök kapılarının açıldığı bir zamandır. O saatte iyi bir amelimin Allah’ın huzuruna çıkmasını isterim.” (Tirmizî, Vitir 16. Ayrıca bk. İbni Mâce, İkâmet 105)

Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem öğle namazının farzından önce dört rekat sünnet kılamadığı zaman, onu farzdan sonra kılardı. (Tirmizî, Salât 200. Ayrıca bk. İbni Mâce, İkâmet 106.)

Hadisleri Nasıl Anlamalıyız?

Öncelikle öğle vaktinin değerini belirten hadiste Efendimiz, öğle vaktinin Müslümanların yaptığı güzel amellerin, iyi işlerin Allah’ın yüce huzuruna yükselip ona sunulduğu bir zaman olduğunu ve bu maksatla öğleyin “gök kapılarının açıldığını” belirtmekte, böyle değerli bir zamanda “iyi bir amelinin Allah’ın huzuruna çıkmasını istediğini” söylemektedir. Şu halde Müslümanlar böyle bir fırsatı kaçırmamalı; öğle vakti girince, öğle namazını, aşağıda anlatılacağı şekilde sünnetleriyle birlikte zamanında kılmaya çalışmalıdır.

Öğle namazının sünnetlerine dair yukarıdaki altı hadisin hepsi de Peygamber Efendimiz’in bu namazları hiç aksatmadan kıldığını göstermektedir.

Önce öğle namazının ilk sünnetine dair hadislere bakalım. Yukarıdaki hadislerden İbni Ömer tarafından rivayet edilen hadiste Peygamber aleyhisselâm’ın öğle namazının ilk sünnetini iki rekat olarak kıldığı belirtilmekte, diğerlerinde ise bu namazı dört rekat olarak kıldığı ifade edilmektedir. Öğle namazının ilk sünnetini Efendimiz’in iki rekat kıldığı, başka kaynaklarda Hz. Âişe ve Hz. Ali tarafından da rivayet edilmektedir. (Tirmizî, Salât 205)

Öğle namazının ilk sünnetinin rekatları hakkında başka yorumlar da yapılmıştır. Bu yorumlardan birine göre, Allah’ın Resûlü bu namazı evinde kıldığı zaman dört rekat, mescidde kıldığı zaman da iki rekat olarak kılmıştır. Diğer bir yorum da şöyledir: Hz. Peygamber, dört rekatlı bu namazın iki rekatını evinde, geri kalan iki rekatını de mescidde kılmış, fakat İbni Ömer gibi onun mescidde iki rekat sünnet kıldığını görenler, öğle namazının ilk sünnetinin iki rekat olduğunu zannetmişlerdir. Hz. Âişe ise durumu herkesten daha iyi bildiği için öğle namazının ilk sünnetinin dört rekat olduğunu kesin ifadelerle belirtmiştir. Ashâb-ı kirâmın büyük çoğunluğunun bu namazı hep dört rekat kılması, öğle namazının ilk sünnetinin dört rekat olduğunu göstermektedir.

Hz. Âişe’nin hadiste belirttiğine göre Peygamber Efendimiz öğle namazının dört rekat ilk sünnetini kılamadığı zaman, onu mutlaka kılmak ister ve öğlenin farzından sonra kılardı. Sünen-i İbni Mâce’deki daha tafsilatlı rivayete göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu namazı öğlenin iki rekat son sünnetinden sonra kılardı. (İkâmet 106)

Öğle namazının farzından sonra kılınan son sünnete gelince: İbni Ömer ve Hz. Âişe, Peygamber Efendimiz’in bu sünneti iki rekat kıldığını belirtmişlerdir. Bunu Hz. Ali de söylemiştir. (Tirmizî, Salât 198)

Ümmü Habîbe vâlidemiz tarafından rivayet edilen hadis ise bir başka uygulamadan bahsetmektedir. Buna göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Kim öğle namazının farzından önce dört, farzından sonra da dört rekat sünneti devamlı olarak kılarsa, Allah Teâlâ o kimseyi cehenneme haram kılar” buyurmuştur. Ümmü Habîbe radıyallâhu anhâ, bu hadisi Resûlullah Efendimiz’den duyduğu günden itibaren hep onun tavsiye ettiği gibi kıldığını söylemiştir. (Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 67)

Burada şunu da belirtelim: Allah Teâlâ’nın bir kimseyi cehenneme haram kılması, onu kâfirler gibi ebediyen cehennemde bırakmaması anlamına gelir. Bir kimsenin ebediyen cehennemde kalmaması ise rûhunu Müslüman olarak teslim etmesine bağlıdır. Öğle namazının farzından önce dört, farzından sonra da dört rekat sünneti devamlı kılanlara, dolaylı olarak böyle bir müjde de verilmektedir.

Öğle namazının son sünneti hakkındaki bu farklı rivayetler birbiriyle kesinlikle çelişmemekte, aksine Resûlullah Efendimiz öğle namazının son sünneti hakkında bize iki farklı örnek göstermekte ve âdetâ şöyle demektedir: Öğlenin son sünnetini iki rekat olarak kılarsanız, yeterlidir; böylece benim sünnetimi yerine getirmiş olursunuz; ama dört rekat olarak kılarsanız, bu da benim sünnetimdir; o takdirde daha çok sevap kazanırsınız; durumunuza uygun olanı siz tercih edin!

Hadislerden Öğrendiklerimiz

  1. Peygamber Efendimiz öğle namazının sünnetlerini hiç terketmezdi. Hatta öğlenin dört rekat ilk sünnetini zamanında kılamazsa, bunu farzdan sonra kılardı. Namazlardan önce ve sonra kıldığı sünnetleri çoğu zaman evinde kılardı.
  2. Öğlenin farzından önce ve sonra dörder rekat sünnet kılanları Allah Teâlâ’nın cehenneme haram kılacağını söyler, böylece o kimselerin mü’min olarak öleceklerine işaret ederdi.
  3. Öğle vaktinde, dua ve ibadetlerin kabul edilmesi için semâ kapılarının açıldığını belirtir; o vakitte yaptığı bir ibadetin Cenâb-ı Hakk’a arzedilmesini isterdi.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ÖĞLE NAMAZI NASIL KILINIR?

Öğle Namazı Nasıl Kılınır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.