Mülk Suresi 28. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Mülk Suresi 28. ayeti ne anlatıyor? Mülk Suresi 28. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Mülk Suresi 28. Ayetinin Arapçası:

قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَهْلَكَنِيَ اللّٰهُ وَمَنْ مَعِيَ اَوْ رَحِمَنَاۙ فَمَنْ يُج۪يرُ الْكَافِر۪ينَ مِنْ عَذَابٍ اَل۪يمٍ

Mülk Suresi 28. Ayetinin Meali (Anlamı):

De ki: “Allah beni ve beraberimdeki mü’minleri helâk etse veya bize merhamet etse, bu O’nun bileceği bir iştir. Peki, söyler misiniz bana, ya kâfirleri can yakıcı azaptan kim kurtaracak?”

Mülk Suresi 28. Ayetinin Tefsiri:

Resûlullah (s.a.s.)’in ölümünü isteyen, onu öldürmek için tuzaklar kuran ve onun ölümüyle getirdiği din ortadan kalkıp rahata kavuşacaklarını sanan müşriklere cevap verilmektedir. (bk. Tur 52/30) Efendimiz (s.a.s.) ve beraberindeki müslümanların ölmeleri veya yaşamaları ayrı bir konu, cehennemin pek acıklı azabından korunmak ayrı bir konudur. Bunları birbirine karıştırmanın bir anlamı yoktur. Çünkü Peygamber (s.a.s.)’in ölmesi veya hayatta kalması, müşriklere bu açıdan hiçbir fayda sağlamayacaktır. Mühim olan kişinin, can yakıcı o azaptan kendini kurtarabilmesidir. Bu, Peygamber’in ölümünü ve davasının bitmesini beklemekle değil, ancak onun getirdiği dine inanıp bağlanmakla mümkün olabilir. O’nun getirdiği din ise, gökleri ve yeri yaratan, yeryüzünü muhteşem bir sofra halinde bize ihsan eden, o yüce kudretiyle hayatın kaynağı olan suları şarıl şarıl akıtan Yüce Allah’ın birliğini tanıyıp, ihlâsla sadece O’na kulluk etmektir. O’nun varlığını ve birliğini tanımak için çok uzaklara gitmeye gerek yoktur.

Yaşadığımız dünya üzerinde toplam 1.360 milyon metreküp su bulunmaktadır. Bu su miktarının ancak % 2,3’ü kullanılabilir niteliktedir. Bugün için dünyada 1, 4 milyar kişi, temiz içilebilir sudan mahrumdur. Yağış yetersizliğinden dolayı, çöllerde kurumuş akarsu yatakları vardır ve buralar insan hayatından yoksun yerler haline gelmiştir. Çöllerin genişlemesiyle birlikte, kullanılabilir su miktarı iyice azalacaktır.

Buna göre, olmadığı takdirde yaşama hakkımızı ve ümidimizi kaybedeceğimiz suyu yerin dibine geçirip yok ettiğinde, Allah’tan başka hangi gücün onu geri getirebileceğini bir düşünsek, problemi çözmüş ve gerçeği anlamış olacağız.

Allah Teâlâ’nın kudretinin sonsuzluğu ve ilminin genişliğine, iyilerle kötülerin durumlarına dair şeylerden; Allah’ın dilemesi hâlinde o kâfirleri batıracağı veya üzerlerine taşlar yağdıracağından bahseden Mülk sûresini, verilen bu bilgilerin Peygamberimiz (s.a.s.)’e Allah tarafından vahyedildiğini, kâfirler vahiy mahsulü bu gerçekleri bazan şiire ve büyüye, bazan deliliğe nispet etseler de, Resûlullah (s.a.s.)’in bu suçlamalardan beri olduğunu ve onların ezâlarına sabretmesi karşılığında Allah Teâlâ’nın onun ecrini büyüteceğini bildirerek ve onun ahlâkının büyüklüğünü ilan ederek başlayan Kalem sûresi takip edecektir:

Mülk Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Mülk Suresi 28. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.