Muğla'da İmam Hatip Öğrencileri Zeytin ve Mermer Atıklarından Organik Gübre Üretti

Muğla’da, Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu öğrencileri, zeytin karasuyu ve mermer atıklarını kullanarak, arıtılmış su ve organik gübre elde etti.

Öğrenciler Ayşe Nil Korkmaz ve Berra Nazlı, "Zeytin karasuyunun mermer atıkları ile arıtılması ve organik gübre eldesi: KARMERAT" isimli proje hazırladı.

Danışmanlığını fen bilgisi öğretmeni Şebnem Karacak Deren’in yaptığı proje ile mermer atıklarının kullanılarak, yine başka bir atık olan zeytin karasuyunu arıtmak ve bu atıklardan yüksek katma değerli tarımsal ürünler elde etmek hedeflendi.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Duru’nun da destek verdiği proje, 16. TÜBİTAK 2204-B Ortaokullar Arası Araştırma Projesi Final Yarışması’nda Türkiye ikinciliği elde etti.

Öğrencilerden Ayşe Nil Korkmaz, proje kapsamında öncelikle zeytin karasuyuna kireç ile ön çöktürme işlemi uyguladıklarını söyledi.

Ardından bu işlemden geçen karasuyu, mermer tozu ile kalkerli topraktan oluşan bir karışım ile arıttıklarını belirten Korkmaz, elde ettikleri arıtılmış suyu da tarımsal sulamada kullanmayı hedeflediklerini anlattı.

Berra Nazlı da arıtma işleminden kalan toprak ile atık tarımsal gübreyi okulun laboratuvarında 400 milimetre su ekleyerek karıştırdıklarını ve etrafını alüminyum folyo ile sardıklarını dile getirdi.

Karışımın üzerini gaz çıkışı olması için tülbent ile örttüklerini ifade eden Nazlı, her gün karıştırma işlemi uygulayarak 20 gün boyunca fermantasyona bıraktıklarını ve 20 günün sonunda da organik gübre elde ettiklerini aktardı.

"Sıfır atık projesine destek olmayı hedefledik"

Proje danışmanı Fen Bilgisi Öğretmeni Şebnem Karacak Deren ise proje ile önemli bir çevre sorunu olan zeytin karasuyu atıklarını tarımsal sulamada kullanmayı amaçladıklarını ve yine Muğla’nın önemli bir çevre problemi olan mermer atıklarından zeytin karasuyunun arıtılması noktasında faydalandıklarını söyledi.

Hedeflerinin birden fazla atık maddeyi kullanarak, katma değeri yüksek ürünler elde etmek olduğuna dikkati çeken Deren, "Proje ile kullanılabilecek arıtılmış su ve organik gübre elde ettik. Mermer atıkları ve tozu, kalkerli toprak, zeytin karasuyu ve hayvan dışkısından yararlanarak dört atıktan iki katma değerli ürün elde etmiş olduk. Ülkemizde sıfır atık projesine destek olmayı hedeflemiştik. Aynı zamanda önemli bir problem olan kuraklığa engel olabileceğimiz inancındayız. Uyguladığımız çalışmalar sonunda verimli sonuçlar elde ettik." diye konuştu.

MSKÜ Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Duru ise projeyi ilk başta atıkların değerlendirilmesi ve nitelikli ürün elde edilmesi üzerine tasarladıklarını ifade etti.

Yaklaşık bir yıl süren çalışmalar kapsamında üniversite laboratuvarlarında analizini yaptıkları ürünleri test ettiklerini anlatan Duru, "Toprak açısından çabuk yetişen bitkilerde testler yaptık. Bitkilerin çimlenmesi ve yetişmesi açısından normal bir toprağa göre çok daha hızlı büyüttüğünü, yaprak sayısının arttırdığını gördük. Bunu da kanıtladık."dedi.

"Tarımsal üretimde önemli bir katma değer yaratacağı inancındayız"

Duru, bundan sonraki hedeflerinin özellikle organik gübre olarak düşündükleri bu toprağın başta zeytin ve bölgedeki diğer tarımsal üretimlerde kullanılması olduğunu vurgulayarak bu noktada da çalışmalara devam edeceklerini dile getirdi.

Tarımsal ve içme amaçlı kullanılacak suyun gelecekte ulaşılmasının zorlaşacağına dikkati çeken Duru, şöyle devam etti:

"Özellikle altını çizmek istiyorum ki bugün ve gelecekte su aranır ve son derece kıymeti yüksek bir ürün haline geldi. Bu proje, bizim yer altına kirli olarak gönderebileceğimiz suyu aslında tam tersine temiz olarak kullanma noktasında bir döngüyü göstermektedir. Projemizin aslında ülkemizde sıfır atık projesine katkı sağlarken, bir taraftan da bölgemizdeki tarımsal üretimde önemli bir katma değer yaratacağı inancındayız. Projenin bir sonraki aşaması, uygulamanın daha geniş çerçevede tarımsal üretimlerde değerlendirilmesi."

Duru, projede fermantasyon sırasında açığa çıkan metan gazını bir prototip olarak düşünüldüğünde fabrikalarda yine enerji olarak değerlendirilebileceğini beklediklerini de belirtti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.