Meyvelerdeki Hileler Nasıl Anlaşılır?

Yaz meyvelerinde hangi hileler, nasıl yapılıyor? Ve bu hileleri anlamak mümkün mü? Yazın vazgeçilmez tatlarını nasıl tüketmek gerek?

Yaz geldi, birbirinden renkli ve kokuları ile insanı kendinden geçiren meyveler tezgahlardaki yerini aldı. Ancak kış meyvelerinin albenisini arttırmak için yapılan hileler farklı yöntemlerle yaz meyvelerinde de uygulanmaya başlandı.

Çilekten, muza, kayısıya, kiraza, karpuza  kadar birçok yaz meyvesi ne yazık ki sağlık açısından tehlike saçıyor. Peki yaz meyvelerinde hangi hileler nasıl yapılıyor? Ve bu hileleri anlamak mümkün mü? Yazın vazgeçilmez tatlarını nasıl tüketmek gerek?

ÇİLEK

Rengi ve kokusu ile yaz aylarının vazgeçilmezlerindendir. Daha uzun süre dayanması için çilek üzerinde de diğer meyvelerde olduğu gibi ne yazık ki hormon kullanılmaktadır. Ancak çilekte bekleyen tehlike bununla sınırlı değil. Diyetisyen Tuğçe Kalaycıoğlu, çileğin kokusunun daha cazip hale getirilmesi için oda spreyleri sıkıldığının altını çizerken iyi yıkanmamış çileklerin de böbrekleri tehlikeye soktuğunu belirtti. Kalaycıoğlu, doğal çilek ne kadar yıkanırsa yıkansın ne tadını ne de kokusunu kaybetmiyor. Kokulu sprey sıkılmış çilekler bir iki yıkamada kokusunu kaybediyor ancak spreyin içindeki kanserojen madde ne yaparsanız yapın meyveden arındırılamıyor. Ve bu madde de ne yazık ki kansere açık kapı bırakıyor.

Çilekteki bir diğer tehlike de böbrek taşı. Eğer çilek iyi yıkanmazsa böbrek taşına neden olabiliyor. Peki, doğal çilek nasıl anlaşılır? Ve böbrek taşına neden olmaması için nasıl arındırılır? Diyetisyen Tuğçe Kalaycıoğlu tezgahları süsleyen kıpkırmızı ve iri çileklerden uzak durulmasını tavsiye ediyor. Doğal çileğin küçük ve renginin daha açık olduğuna dikkat çekiyor.

Çileğin böbrek taşına neden olmaması için de 20-30 dk suda bekletilmesi ve daha sonra da üç dört kez sudan geçirilmesi gerekiyor.

KAYISI

Sindirim sistemine iyi geldiği, kemik gelişimine faydaları ve kalp hastalığını önleme gibi birçok derde deva olan kayısı da sarı rengi ve tadı ile yaz aylarının vazgeçilmezidir. Ancak gerçek ve sağlığa faydalı kayısının yani Malatya Kayısısının mevsimi haziran ayıdır. Yani Mayıs ayında tezgahlardaki yerini alan ve Malatya Kayısısı olarak satılan bu meyve kalitesi düşük, hormonlu kayısıdır. O nedenle her derde deva kayısıyı yemek için biraz daha sabretmeniz gerekiyor.

KARPUZ

Yaz aylarının susuzluğu giderici meyvesi olarak görülen karpuz da ne yazık ki hilelerin yapıldığı meyvelerden biri. Karpuzun daha dayanıklı olması için kabak aşısı yapılmakta. Kabak aşısı yapılan karpuzların kabukları kalın, içi ise serttir. O yüzden karpuzu alırken ince kabuklu olmasına, çekirdeklerinin fazlalığına ve ağızda eriyen bir lezzete sahip olmasına dikkat edilmeli.

MUZ

Diyetisyen Tuğçe Kalaycıoğlu, yeşilken dalından koparılan muzlara ithalat sırasında sararması için kanserojen madde içeren etilen gazı sıkıldığının da altını çiziyor. Gazın etkisi ile rengi aynı tonda kalan muzlar konusunda uyarıda bulunan Kalaycıoğlu muz seçerken üzerinde siyah benekler olmasına ve muzların aynı tonda renge sahip olmamasına dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor.

KİRAZ

Yaz mevsiminin en çok tercih edilen meyvesidir. Kirazdaki tehlike henüz çiçekken yapılan aşılama ve ardından da ürünün daha dayanıklık olması ve tazeliğini koruması için yapılan mumlama işleminde yatmaktadır. Çiçeklenme döneminde yapılan aşılama kirazın doğallığını kaybettirirken aynı zamanda hormon tehlikesi de yaratır. Meyve olgunlaştıktan sonra tezgahlardaki yerini almadan önce yapılan mumlama bir çok yerde doğal ve insan sağlığına zararlı olmayan maddelerle yapılsa da bazı üreticiler bu işlemde insan sağlığına zararlı ürünler kullanabilmektedirler. O nedenle kirazı alırken güvenilir yerden almaya dikkat edilmelidir.

Kaynak: Habertürk

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.