Mali’de Ramazan Heyecanı

Hüdayi Vakfı'nın Mali’deki partner kuruluşu FOSAPMA'nın (Mali Halkına Yardım ve Dayanışma Vakfı) Mali’de eğitim ve insani yardım alanındaki faaliyetleri ve Mali'de Ramazan heyecanı...

FOSAPMA (Mali Halkına Yardım ve Dayanışma Vakfı) Mali’de eğitim ve insani yardım alanında faaliyetlerini sürdürüyor.  FOSAPMA Vakfı Başkanı Sinan Kızılkan, yürüttükleri yardım faaliyetlerini ve Mali’de Ramazan’ı anlattı:

Hüdayi Vakfı Komşusu açken tok yatan bizden değildir” düsturu ile mazlumların yanında yer alarak İslam kardeşliğini, İslam’ın güler yüzünü bu topraklarda hissettirmeye ve yaşatmaya çalışıyor.

17 milyonluk nüfusuyla Afrika’nın en büyük yedinci ülkesi olan Mali, Batı Afrika’da Cezayir, Nijer, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Gine, Senegal ve Moritanya ülkeleriyle komşu bir ülkedir. Başkent Bamako dışında önemli şehirleri Kayes, Sikasso, Segou, Mopti, Timbuktu, Gao, Kidal’dir.  Nüfusun % 95’i Müslüman, % 3’ü Hıristiyan, % 2 Animistler’den oluşmaktadır. Mali halkının en önemli özelliği Fransa tarafından sömürülmüş olmasına rağmen İslami kimlik ve şahsiyetlerini koruyabilmiş olmalarıdır.

MÜTEVAZİ, TEK ÇEŞİT İFTAR SOFRASI KURULUYOR

Ramazan, Mali’de bir başka heyecanla geçiyor. Ramazan iklimi çok yakından hissediliyor. Yollarda sokaklarda restoranlarda kimseyi yemek yerken göremezsiniz, oruç tutamayacak derecede yaşlı ve hasta olanlar ise yanlış anlaşılmasın diye ilaç poşetlerini yanlarında görünmeyecek şekilde taşırlar. İftar vakitleri yollar boştur. Hayat durma noktasına gelir. Afrika insanı için temel gıda pirinçtir ve evinde pirinç bulunandan daha mutlu kimse yoktur. İftar sofraları mütevazidir, beş-altı çeşit yemek bulunmaz sofralarında. Ya pirinç olur ya da ezilerek sulandırılan yerel tahıl ürünü olan mil olur tek çeşit olarak. İftarlar açılır açılmaz akşam namazı kılınır ve teravih namazı hazırlıkları başlar.

BÜTÜN CAMİLERDE, TEHECCÜD NAMAZI CEMAATLE KILINIYOR

En heyecanlı anlar ise camisi olmayan mahallelerde teravih namazının yüzlerce kişi ile sokaklarda çocuk, genç ve yaşlılarla bir arada kılınmasıdır. Kadir Gecesi’ne ayrı bir önem veren Malili Müslümanlar, Ramazan’ın son on günü tüm camilerde teheccüd namazını cemaatle yaklaşık üç saatte kılıyorlar.

Camilerde cemaatin yarısını da kadınlar oluşturur. Bayram sabahında başkent Bamako’da Eyüp Sultan Camii’ndeki manzara da görülmeye değerdir. Genç, çocuk, yaşlı herkesin en güzel kıyafetleri ile ailece bayram namazına gelmeleri ve mutlulukları görülmeye değerdir.

Hüdâyi Vakfı’nın gönderdiği yardımlarla yaptığımız eğitim, gıda, adak kurban, su kuyusu projeleri yanında Ramazan aylarında da Mali’de başta başkent Bamako ve Segou, Sikasso şehirlerinde gıda kolileri dağıtıyoruz. Medine İmam Hatip Lise’sindeki aşevimizde pişen yemeklerle günlük 6 ayrı bölgede iftar sofraları kuruyoruz. Ayda bir belki de yılda bir et yiyen arka mahallerdeki muhtaçlar, dul ve yetim aileler için sadaka kurbanları kesip dağıtımını gerçekleştiriyoruz.

Hüdayi Vakfı'nın Ramazan aylarında yardım yaptığını duyanlar birkaç ay öncesinden merkezimize gelip isimlerini, adreslerini yazdırmaya başlıyorlar. Heyecanla dağıtılacak erzakları ve kurulacak iftar sofralarını bekliyorlar. Mali halkı buradaki  kardeşlerini unutmayıp yardımlarını gönderen Hüdâyi Vakfı’na, hayırseverlere ve ülkemize dua etmektedirler.

KARŞILIKSIZ VEREN BEYAZLAR DA VARMIŞ

Hüdâyi Vakfı aracığıyla hayata geçirdiğimiz insani yardımlar, eğitim ve din hizmetleri projelerimiz yıllardır sömürülen Afrika insanı için ayrı bir anlam taşıyor. Malili kardeşlerimiz hizmetler başladıktan sonra beyazları ikiye ayırdılar. Birinci grup hep alan, sömüren merhametsizler; ikinci grup karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek hep veren ve herkese halikın şefkat nazarı ile bakan beyazlar. Hamdolsun isar ruhlu necip milletimizin yardımları sayesinde “karşılıksız veren beyazlar da varmış” sözlerini bu topraklarda duyar olduk. Bizler de bizi bu hayır işlerinde istihdam ettiği için Rabbimize hamdediyoruz. Ne mutlu dünyanın neresinde bir mazlum olsa onu kendisine zimmetli bilene!.. Mali’den selam ve dua ile…

[gallery columns="4" link="file" ids="141359,141361,141356,141355,141358,141360,141357,141362"]

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.