Kütahya’daki Camilerde Yabancı Hafızların Sesi Yükseliyor

Dumlupınar Üniversitesi’nde öğrenimlerine devam eden Endonezya, Filistin, Gine, Mısır, Moritanya, Ürdün, Somali ve Yemenli 16 hafız öğrenci, kentteki dört camide mukabele geleneğinin yaşatılmasına katkıda bulunuyor.

Yurt dışından gelerek Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde (DPÜ) öğrenimlerini sürdüren bir grup hafız öğrenci, Ramazan ayında kentteki bazı camilerde mukabelelerde gönüllü olarak görev alıyor.

DPÜ Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezinde Türkçe öğrendikten sonra farklı bölümlere kaydolan öğrencilerden Müslüman olanlar, Ramazan sevincini Kütahya’da yaşıyor.

Endonezya, Filistin, Gine, Mısır, Moritanya, Ürdün, Somali ve Yemenli 16 hafız öğrenci, Kütahya Müftülüğünün belirlediği camilerde ikindi namazlarından önce Kur’an-ı Kerim okuyup mukabele geleneğine katkıda bulunuyor.

Ali Paşa, Laleli, Nurhak ve Müftülük Külliyesi camilerindeki mukabelelerde okunan ayetlere katılmak isteyen vatandaşlar da yanlarında getirdikleri Kur’an-ı Kerim’ler ile eşlik ediyor.

“DAHA FARKLI ETKİNLİKLERLE ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDECEK”

Kütahya Müftüsü Hüseyin Demirtaş, yurt dışından eğitim için kente gelen Müslüman öğrencilerin Ramazan sevinçlerine ortak olduklarını söyledi. Birçok kurum ve kuruluşla iş birliği yaptıklarını belirten Demirtaş, bunlardan birinin de üniversite olduğunu ifade etti.

Demirtaş, üniversite yerleşkesindeki camide müftülüğe bağlı manevi danışmanların da görev yaptığını aktardı. Üniversitede yurt dışından gelen çok sayıda öğrencinin eğitimine devam ettiğini dile getiren Demirtaş, “Bir kısmı da hafız. Hafız olan yabancı öğrencilerimiz, ‘Biz de Ramazan sevincini yaşamak istiyoruz, camilerde mukabele okumak istiyoruz’ diyerek müftülüğümüze başvurdular. Biz de bir plan ve program dahilinde 4 camimizi belirledik.” dedi.

Müftü Demirtaş, bu durumun vatandaşlar tarafından da memnuniyetle karşılandığını dile getirdi. Hafız öğrencilerin farklı okuma stillerinin cemaatin hoşuna gittiğini anlatan Demirtaş, “İslam ümmeti olarak hepimiz kardeşiz, bu kardeşliğin hissedilmesi için bu öğrencilerimizle iş birliği yaptık. İnşallah bundan sonra da daha farklı etkinliklerle çalışmalarımız devam edecek.” ifadesini kullandı.

“RAMAZAN SEVİNCİNİ BURADA YAŞIYORUM”

Yemenli Ziya Ahmed ise Ramazan’ın aynı zamanda Kur’an ayı olduğunu hatırlatarak, “Burada Kur’an okumaktan dolayı çok mutluyum. Ramazan sevincini burada yaşıyorum.” dedi.

Somalili Muhammed Abdullah Muhiddin de mukabelenin sünnet olduğunu, bunu sürdürmekten mutluluk duyduğunu ifade etti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

MUKABELE DİNLE (HATİM 30 CÜZ)

Mukabele Dinle (hatim 30 Cüz)

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.