Kurban: Tevhidin Sembolü, İslam’ın Şiarı (16 Temmuz 2021 Cuma Hutbesi)

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan, 16 Temmuz 2021 tarihli ve "Kurban: Tevhidin Sembolü, İslam’ın Şiarı" konulu cuma hutbesi.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan, 16 Temmuz 2021 tarihli ve "Kurban: Tevhidin Sembolü, İslam’ın Şiarı" konulu cuma hutbesi.

KURBAN: TEVHİDİN SEMBOLÜ, İSLAM’IN ŞİARI

Muhterem Müslümanlar!

Medine’de bir bayram sabahıydı. Mümin gönüller bayram heyecanı ve coşkusuyla dopdoluydu. Mescid-i Nebevî’nin yanı başındaki namazgâhta genç-yaşlı, kadın-erkek, çoluk-çocuk hep birlikte bayram namazı eda edildi. Peygamberimiz (s.a.s)’in îrâd ettiği hutbenin ardından sıra kurbanları kesmeye gelmişti. Resûl-i Ekrem Efendimiz, âdeti olduğu üzere iki kurban hazırlamıştı. Kendisine getirilen kurbanlık koçları şefkatle kıbleye doğru yatırdı ve şu mealdeki âyet-i kerimeleri okudu: “Ben, O’nun birliğine inanarak, yönümü gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.[1] “Şüphesiz namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur.”[2] Daha sonra Allah Resûlü (s.a.s), şöylece dua etti ve Allah’ın adını anarak kurbanlarını kesti: “Allah’ım! Bu kurbanlar senin nimetindir. Muhammed ve ümmeti tarafından senin rızan için sunulmuştur…”[3] “Allah’ım! Benim, ailemin ve ümmetimin kurbanlarını kabul eyle!”[4]

Aziz Müminler!

Yüce Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun ki, bir bayrama daha bizleri yaklaştırdı. İslam âlemi olarak önümüzdeki hafta salı günü, Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz. Hep birlikte vahdet şuuruna, kardeş ve ümmet olma bilincine ereceğiz. Her ne kadar haccetme imkânı bulamasak da samimi dualarımızla kutsal beldelerde yapılan dualara ortak olacağız. Kurbanlarımızla, Rabbimize kulluğumuzu ve itaatimizi bir kez daha izhar edeceğiz.

Değerli Müminler!

Derin hatıraları bünyesinde barındıran kurban ibadeti, Hz. Âdem’den bugüne her topluma emredilmiştir. Kurban, tevhidin sembolü, din-i mübin-i İslam’ın önemli bir şiarıdır. Kurban, Allah’ın rızasına ve takvaya erişme gayretidir. Kurban, Yüce Yaratana karşı ihlas ve samimiyet, sadakat ve teslimiyet, şükür ve vefa beyanıdır. Sahip olduğumuz her şeyi Allah yolunda tereddütsüz feda edebilme iradesidir kurban.

Aziz Müslümanlar!

Kurban ibadeti bizlere, malımızı Allah rızası için harcama ve başkalarıyla paylaşma mutluluğunu tattırır. Bizi cimrilik hastalığından, dünya malının esiri olmaktan kurtarır. Kurbanlarımızla hem Rabbimize yaklaşır hem de muhtaç kimselerin hanelerine muhabbet ve sevinç taşırız. Coğrafyaları aşan gönül köprüleri inşa ederiz. Tanıdığımız, tanımadığımız nice kardeşimizin dertleriyle dertlenip, onlar için iyilik ve hayır eli oluruz. Kurban ibadetiyle birlik ve beraberliğimizi güçlendirir, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu diri tutarız.

Muhterem Müminler!

Diyanet İşleri Başkanlığımız, Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da vekâlet yoluyla kurban kesim organizasyonu düzenlemektedir. “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” şiarıyla aziz milletimizin emaneti olan kurbanlar, İslami usullere uygun bir şekilde kesilerek ülkemizdeki ve dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırılacaktır. Bayramın birinci günü akşamına kadar müftülüklerimize bizzat başvurarak ya da vakfımızın internet sitesi üzerinden yapacağınız bağışlarla, müminler arasındaki sevgi ve kardeşlik köprülerinin sağlamlaştırılmasına katkıda bulunabilirsiniz.

Kıymetli Müminler!

Hutbemi bitirirken önemli bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Bayram vesilesiyle pek çok kardeşimiz yolculuğa çıkacak. Bu noktada trafik kurallarına uyalım, sabırlı ve dikkatli olalım, birbirimizin hak ve hukukunu koruyalım. Trafik kazalarının, bayramların huzur ve sevincini acı ve hüzne dönüştürmesine izin vermeyelim.

Yüce Rabbimiz, bizleri her türlü kaza, bela ve musibetten muhafaza eylesin.  Sağlık, huzur ve afiyet içerisinde bizleri bayrama ulaştırsın. 

[1] En’âm, 6/79.

[2] En’âm, 6/162-163.

[3] İbn Mâce, Edâhî, 1; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 3-4.

[4] Müslim, Edâhî, 19.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.