Kurʼanʼın En Doğru İzah ve Şerhi

Kurʼân-ı Kerîmʼin en doğru îzah ve şerhi nasıl yapılabilir? Kurʼânʼın anlaşılmasında Sünnetʼin yeri nedir?

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizʼin hayatı, Kurʼân-ı Kerîmʼin canlı bir tefsiridir.

KURʼANʼIN EN DOĞRU İZAH VE TEFSİRİ

Oʼnun Sünnet-i Seniyyeʼsi, Kurʼân-ı Kerîmʼin en doğru îzah ve şerhidir. Bugün “Kurʼân İslâmʼı” adı altında Sünnetʼi dışlayanlar, âdeta; “Kurʼân-ı Kerîmʼi Allah Rasûlü değil de biz yorumlayalım, dînin muhtevâsını O değil biz belirleyelim!” derdinde olan din tahripçileridir. Bu nevî din âlimi kisveli din tahripçilerine karşı bugün son derece dikkatli olmalı; dînimiz üzerinde oynanmak istenen oyunlara fırsat vermemeliyiz.

KURʼANʼIN FİİLİ TEFSİRİ

Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatı, Kur’ânʼın fiilî tefsîri mâhiyetindedir. Kur’ân’ın sır ve hikmetleri, ancak O’nun kalbî dokusundan hisse almakla anlaşılır. O’nun Sünnet’i olmadan, Kitâbullah tefsîr olunamaz…

Kur’ân-ı Kerîm’de pek çok ilâhî emrin hayata nasıl tatbik edileceği bildirilmemiştir. Onları ancak Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in tatbikâtından öğrenmekteyiz.

Meselâ Kur’ân-ı Kerîm’de “ölü eti” yemenin haram olduğu bildirilmiştir. Bu hususta, canlı yakalandıktan sonra kendi kendine ölen balığın müstesnâ olduğunu ve onun yenilebileceğini ise Sünnet’ten öğrenmekteyiz.

Yine Kur’ân’da namaz ibadeti emredilmekte, fakat onun nasıl kılınacağının tafsîlâtı; yani rekât sayıları, içinde okunacak sûre ve duâları, tâdil-i erkânı gibi hususlar, hep Sünnet’ten öğrenilmektedir.

SİZE İKİ ŞEY BIRAKIYORUM

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Vedâ Hutbesi’nde:

“Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler, Allâh’ın kitabı Kur’ân-ı Kerîm ve O’nun Peygamber’inin Sünnet’idir.” buyuruyor. (Hâkim, I, 171/318; Muvatta, Kader, 3)

Yani “size yalnız Kur’ân-ı Kerîm’i emânet bırakıyorum, o size yeter” buyurmuyor. Zira Kur’ân-ı Kerîm’i, Sünnet-i Seniyye şerh ve îzah ediyor. Dolayısıyla Sünnet olmadan İslâm yaşanamaz.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Gönül Dünyası, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

SÜNNET KUR’AN’IN TEFSİRİDİR

Sünnet Kur’an’ın Tefsiridir

CANLI BİR KUR’AN TEFSİRİ

Canlı Bir Kur’an Tefsiri

KUR’AN-I KERİM’İ YAŞAYABİLMENİN YOLU

Kur’an-ı Kerim’i Yaşayabilmenin Yolu

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.