Köy Camisindeki Yüzlerce Yıllık El Yazması Kur'an Cüzleri Korumaya Alındı

Kastamonu'nun Ağlı ilçesindeki bir köy camisinde saklanan ve yüzlerce yıllık tarihi bulunduğu değerlendirilen Kur'an-ı Kerim cüzleri, koruma altına alındı.

İlçenin Bereketli Köyü Camisi'nde 1300'lü yıllardan itibaren hafız adaylarına ders verilmesi amacıyla hattatlar tarafından Kuran-ı Kerim cüzleri yazıldı.

Cüzler, yüz yıllar boyunca köylüler ve imamlar tarafından korunarak günümüze kadar geldi.

Camide bulunan 57 Kur'an-ı Kerim cüzünde son yıllarda yıpranmalar görülmesi üzerine daha iyi ortamda muhafaza edilmeleri amacıyla Kastamonu Valiliği ile Ağlı Kaymakamlığınca çalışma başlatıldı.

Bu kapsamda Kur'an-ı Kerim cüzleri, Kastamonu Yazma Eserler Kütüphanesine getirildi. Cüzlerin, uzmanlar tarafından yapılan incelemenin ardından kesin tarihlerinin belirlenip sergilenmesi planlanıyor.

Ağlı Kaymakamı Elif Yazıcıoğlu Kazanasmaz, Kur'an-ı Kerim cüzlerinin Bereketli köyünde uzun yıllardır muhafaza edildiğini söyledi.

Cüzlerin tamamının el yazması olduğuna dikkati çeken Kazanasmaz, "500-600 yıllık Kur'an-ı Kerim cüzlerimiz köyümüzün camisine vakfedilmiş ve orada saklanmaktaydı. Her gelen imam, bunu koruma görevi üstlenmiş. Kur'an-ı Kerim cüzleri, Ağlı ilçemizin ne kadar tarihi ve kültürel bir bölge olduğunu ispat eder nitelikte." dedi.

Bereketli Köyü Camisi imam hatibi Malik Kılıç da Kur'an-ı Kerim cüzlerinin önemini vurgulayarak, "Camimizde 57 cüz bulunmakta. Bunlar camimizde imamlar tarafından muhafaza edilmiş ve günümüze kadar korunmuş. Hepsi farklı tarihlerde yazılmış. Bunlar köyümüzün değeri." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

DÜNYANIN EN ESKİ CAMİLERİ

Dünyanın En Eski Camileri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.