Konargöçer Ne Demek?

Konargöçer nedir, ne anlama gelir? Bozkır kültürü nedir? Türkler neden göçebe bir yaşam tarzı benimsemişlerdir? Türklerde konargöçerlik ve konargöçer kelimesi ile ilgili cümleler.

Konargöçer, temel iktisadî faaliyeti hayvancılığın oluşturduğu hayat tarzını ifade eden tabirdir.

KONARGÖÇER NEDİR?

Konargöçer sözlükte, “göçebe bir hayat süren, bir yere sürekli yerleşmeyen (aşiret, oba vb.), göçerkonar” demektir.

Konargöçerlik, beslenme ihtiyacını karşılamak amacıyla büyük hayvan sürülerini takip eden göçebelerden ya da belli bir coğrafî mekâna bağlı olmaksızın hayvanlarına otlak ve kışlak bölgeleri arayan göçebe çobanlıktan farklı olarak belli bir mekân dairesinde yerleşik hayatın bütünleyicisi olarak hayvancılık yapan ve ürünlerini daha çok yerleşik toplumlara pazarlayan iktisadî faaliyet biçimi ve hayat tarzıdır. Bu tarz hayat yaşayanlar, bilhassa kışlak bölgelerinde küçük yerleşim yerleri meydana getirmeleri sebebiyle yerleşik düzene daha yakındır.

OSMANLI’DA KONARGÖÇERLİK

XVI. yüzyıla ait Osmanlı tahrir kayıtlarında, bunların artan nüfuslarının bir kısmının hızlı bir şekilde yerleşik hayata geçtiği ve yeni köyler meydana getirdiğine dair bilgilere ulaşılmaktadır. Bundan dolayı konargöçer hayat tarzı göçebelikle yerleşik hayat arasında bir ara şekildir. Osmanlı arşiv kayıtlarında konargöçer kavramı yerine “göçer, haymâne taifesi, göçebe taifesi, yörük, yörükân, Türkmen taifesi” gibi tabirler de geçer.

Öte yandan modern çalışmalarda konargöçer hayat tarzını ifade etmek için yaygın olarak göçebe kelimesi kullanılmaktadır.

BOZKIR KÜLTÜRÜ NEDİR?

Kültürün üç temel dayanağı vardır:

  1. Coğrafi çevre,
  2. İnsan unsuru ve
  3. Cemiyet.

Türk topluluğunun da kendine has bir kültürü vardır ki buna da “bozkır kültürü” denmektedir.

TÜRKLER NEDEN GÖÇEBE BİR YAŞAM TARZI BENİMSEMİŞLERDİR?

Orta Asya coğrafyasının zor iklim şartlarına sahip olması, insanların bu coğrafyaya uygun yaşam tarzını seçmesinde belirleyici bir rol oynamıştır. Bu coğrafyada yaşam mücadelesi veren Türkler, coğrafyanın şartlarına uyum sağlamak için konargöçer yaşam biçimini benimsemişlerdir.

KONARGÖÇER YAŞAM TARZI TÜRKLERİN HANGİ ÖZELLİKLERİNİ GELİŞTİRMİŞTİR?

Konargöçer hayatı yerleşik hayattan ayıran bazı özellikler vardır. Bunlardan en önemlileri ise;

  • Hayvancılıkla uğraşmaları,
  • Çadırlarda yaşamaları,
  • Ticaretlerinin gelişmiş olması,
  • Toplayıcılık yapmaları ve en önemlisi ise
  • Mevsimsel olarak göç etmeleridir.

KONARGÖÇER KELİMESİ İLE İLGİLİ CÜMLELER

Orta Asya’da konargöçer bir hayat yaşayan Türk toplulukları, kurdukları, yerleşim merkezleri  çevresinde bu hayat tarzını devam ettirmişler ve zamanla yerleşik hayata geçmişlerdir. 11. yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu’ya gelmeye ve yerleşmeye başlayan Türklerin bir bölümü anavatanları olan kurak Orta Asya steplerine uyumun gereği olan hayat tarzlarını Anadolu’da da sürdürmüşlerdir. Türklerin yerleşik hayata geçtiği ve yerleşik kültürlerin ağır bastığı Selçuklu ve Osmanlı Devleti dönemlerinde de Türkmen ve Yörük adı altında toplanan büyük bir Türk kitlesi bu hayat tarzını devam ettirmiştir. (Muhtar Kutlu)

***

Konargöçerler, göçebelik ile yerleşik hayat arasında bir ara yaşam tarzıdır. (Şeyda Büyükcan Sayılır)

***

Sizi Türkistan’dan konar göçerlere mahsus bir çadıra sokar, orada deve kervanlarından başka bir şey görmezseniz, buna katlanır mısınız? (Mâlik Aksel)

İslam ve İhsan

TÜRKLER NASIL MÜSLÜMAN OLDU?

Türkler Nasıl Müslüman Oldu?

TÜRKLER NASIL ZİRVEYE ULAŞTI?

Türkler Nasıl Zirveye Ulaştı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.