Kendi Yüreğine Danış Biz Neleri Kaybettik?

Altınoluk Dergisi, “Neleri kaybettik?” sorusu ile açıyor kapağını. Bu soruyu, dergi adına İslam ümmeti üzerine kafa yoran bir çok ilim ve fikir adamına soruyor, farklı farklı cevaplara ulaşıyor.

Aslında bu sorunun çok uzun zamandan beri duyarlı her Müslümanın yüreğini zonklattığından şüphe yok.

Bu, Mehmet Akif’in on yıllar önce “Gitme ey yolcu beraber oturup ağlaşalım, Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım” dediği şey.

Ziya Paşa’nın, “Diyarı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm. Dolaştım mülkü İslam’ı bütün viraneler gördüm” diyerek içindeki yangını dışa vurduğu şey.

DÜNYAYA İSLAM LAZIM, İSLAM'A DA MÜSLÜMAN LAZIM

Viraneler, sadece yıkılmış hanümanlar değil, ateşe ve kana bulanan kadın, çocuk, genç yaşlı bedenleri değil.

Yürekler pare pare. Yürekler yangın yeri.

Bir kayıp – kazanç muhasebesi yapmanın zamanı çoktan gelmiş bulunuyor.

Hep söylediğimiz şeydir: “Dünyaya İslam lazım, İslam’a da Müslüman lazım.” Bu, hiç şüphesiz sarsıcı bir söz.

Müslümanlar var bu dünyada, milyarlarca, peki “İslam’a lazım gelen müslüman nasıl bir şey” diye sorduracak bir ifade o.

BİZLERE BAKAN İSLAM'LA BULUŞUR MU?

Her birimiz kendi yüreğine danışsa “Neleri kaybettik?” sorusunun cevabı nasıl çıkar ortaya acaba? Her birimiz, bu sorunun getireceği cevabın bize tealluk eden vecibesi üzerinde düşünmek durumundayız.

İnsan İslamsız olmaz. Asla olmaz. İslamsızlık insan için sürekli tükeniş anlamına gelir. İnsan İslam’la nasıl buluşacak? Bizlere bakıp mı?

Her şeyden önce bizim İslam’ın izzetini kuşanmamız gerekiyor. Şu çamurlar içinden, şu eziklik içinden, şu mazlumiyet içinden çıkmamız gerekiyor. Olmaz mı, olur. Elbet olur.

“İnanıyorsanız mutlaka üstünsünüz” ayetine masadak olursak olur. Allah vadinde hulfetmez. Amenna ve saddakna.

BİR MEKTEPTİR ALTINOLUKaltinoluk

Hediye kitaplarınızı alıyor musunuz? Okuyor musunuz? “Peygamberimin Sevdiği Müslüman” nasılmış evlerinizde onların ruhaniyeti dolaşıyor mu?

İhmal etmeyin lütfen, evlerimiz Rasulullah’ın rahle-i tedrisinde kişiliklerin yoğrulduğu saadet mekanları haline gelmeli. Altınoluk her yıl özenle seçip, hazırlayıp takdim ettiği hediye kitaplarla en azından “Ne okuyacağız?” kaygınızı giderip, kaynak ihtiyacınızı karşılamış oluyor.

30 yılda 30 cild kitap... Etrafınıza sorun bir ilk öğretimden üniversiteye kadar okuyan çocuklarımız, eğitim hayatları süresince 30 cilt kitap okuyabiliyorlar mı?

Bir mekteptir Altınoluk. Bizden eğitim malzemesinin hazırlanması, sizden içer gibi okunması. Sizleri Altınoluk’la, “Neleri kaybettik?” hesaplaşması ile başbaşa bırakıyoruz bu sayıda...

EYLÜL AYINDA NELER VAR?

Altınoluk Dergisi'nin Eylül (2015) sayısında yer alan yazarlar ve yazdıkları konu başlıkları ise şu şekilde:

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi “Gönül Bahçesinden Hak Dostlarından Hikmetler” üst başlığında “Hâlid-i Bağdâdi (rahmetullahi aleyh) -2″ Hazretleri’ni anlatıyor.

Dr. Adem Ergül, Neyi Kaybettiğini Bilmek Bulmanın İlk Adımıdır,

Ahmet Taşgetiren, Kayıp Nerde Nasıl Kazanılabilir?,

Prof. Dr. Süleyman Derin, Din Düşmanlarıyla Mücadele,

Doç. Dr. Kerim Buladı, Allah ve Kul Arasında Sözleşme: Namaz,

Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu, Es'ad Erbili Hz.'nin (k.s.) Oğlu Mehmed Ali Efendi 3,

Prof. Dr. İrfan Gündüz, Mazlaka-i Akdam ya da Şahsiyet Savrulması,

Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan, İhvan-ı İslam Olmak,

Beytullah Demircioğlu, Terör, Dış Faktörler ve Kontrol Edilebilir Bir Türkiye,

Nureddin Yıldız, Sorumluluk Oranımız, 

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karabacak, Sorumların Çözümü İslam Kardeşliği,

Rabia Brodbeck, Namazın Bir Rekatının Bereketi ve Gücü,

Cafer Durmuş, En Önemli Haber,

İdris Arpat, Eğitim-Öğretim (İnsanın Yükselişi-Yücelişi),

Medet Bala, Kurbanla Yaklaşmak,

Ahmet Başer, Ümmetin Birliğinin Parolası Selamlaşmak,

Cemal Nar, İsrafı Anlayan Ömrünü Kurtarır.

Ayrıntılı Bilgi: www.altinoluk.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.