Kefaret Orucu Nasıl Tutulur?

Kefaret orucu nedir? Kefaret orucu hangi durumlarda gerekir? Ramazan’da kasten oruç bozmanın cezası 61 gün müdür? Kefaret orucu nasıl tutulur? Kefaret orucunun hükmü.

Ramazan ayında başlanmış bir Ramazan orucunu bilerek bozmanın cezası kaza yanında kefâretin gerekmesidir. Orucun kefâreti de zıhar kefâretinde olduğu gibi, sıraya göre şu üç alternatiften durumuna uygun olanı yapmaktır.

ORUCUN KEFARETİ NASIL ÖDENEBİLİR?

1. Köle azadı, 

2. İki ay peş peşe oruç tutmak, 

3. Altmış yoksulu doyurmak. Günümüzde köle uygulaması kalktığı için, ikinci ve üçüncü maddelerden birisini esas almak gerekecektir. Burada sıraya göre amel etmek asıldır. İki ay oruç tutmaya güç yetiremeyeceğini düşünen kimse, altmış yoksulu bir defada veya ayrı günlerde doyurma yoluna gider. Buna da gücü yetmeyecekse, Cenâb-ı Hakk’a tevbe ve istiğfar eder. Buna göre, kefâret orucunun hükmü, sadece Ramazan ayında başlanmış bir orucu bilerek bozmaktan ötürü vâciptir. Ramazan dışındaki herhangi bir orucu bozmaktan dolayı kefâret gerekmez, yalnız kaza gerekir.

KEFARET ORUCU HANGİ DURUMLARDA GEREKİR?

Kefâretin sebebi Ramazan ayının saygınlığını çiğnemek ve ona aldırmamaktır. Ancak unutarak, bilmeyerek veya zanna dayanarak oruç bozan kimseye kefâret gerekmez. Hanefî ve Malikîlere göre kefâreti gerektiren oruç bozma Ramazan ayında cinsel ilişki ve yiyip içmek gibi hareketlerle olur.

Mâlikîler’e göre kefâret üç çeşidinde de muhayyer olmak üzere vaciptir. Kişi dilerse altmış yoksulu doyurur ki bu en faziletlisidir veya altmış gün oruç tutar yahut da köle azat eder.

Kefâret orucu hayız, nifas, araya bayramın girmesi gibi bir özürle kesilirse yeni baştan tutulması gerekmez, kaldığı yerden devam edilir.

Kasten oruç bozmaktan ötürü daha kefâret ödenmeden, değişik günlerdeki oruçların bozulmasından dolayı tek bir kefâret ödemek yeterlidir. Bu durum iki ayrı Ramazana ait olsa bile, sağlam olan görüşe göre hüküm böyledir. Eğer araya bir kefâret ödemesi girmişse sağlam olan bir rivayete göre tek bir kefâret yeterli olmaz.

Kefâret ödemekten âciz olan kimsenin üzerinden kefâret borcu düşmez. Hangi ödeme şekline gücü yeterse onu yapar.

Hayız, nifas, veya orucun bozulduğu günde orucu bozmayı mübah kılan hastalık gibi bir özür sebebiyle kefâret düşer. Çünkü bir gün kefâret için hem sabit olma, hem de sakıt olma bakımından parçalanma kabul etmez.[1]

Dipnot:

[1] Kâsânî, age, II, 98 vd.; İbn Âbidîn, age, II, 150 vd.; İbn Rüşd, age, I, 289, vd.; Şürünbülâlî, age, s. 112; Zühaylî, age, II, 678 vd.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

ORUCU BOZAN, HEM KAZA VE HEM DE KEFÂRETİ GEREKTİREN DURUMLAR

Orucu Bozan, Hem Kaza ve Hem de Kefâreti Gerektiren Durumlar

ORUCUN TANIMI VE TARİHÇESİ

Orucun Tanımı ve Tarihçesi

ORUÇ TUTMANIN FAZİLETLERİ VE FAYDALARI

Oruç Tutmanın Faziletleri ve Faydaları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.