TEFEKKÜR

Zuhruf Sûresinden Altın Öğütler

Zuhruf, altın ve mücevher demektir. Muhtevasında bunlardan söz edilmesi ve Allah’ın insana sahip olduğu maddî değerlere göre değil, inanç ve davranışlarına göre

Yediğine Bir Bak!

Abese sûresinde dikkat çekici bir hatırlatma var; “İnsan, yediğine bir baksın!” (80/24) Yani insan, gıda olarak aldıklarına, belki kullanıp eskittiklerine ibret

Dünyadan El-etek Çekmeli mi?

Ömrümüzün günleri takvimlerdeki yıllara eş akıp giderken, bu akışa “dur” deme imkanı olmayan bizler o gidişe kapılmakta, dünyanın bin bir türlü hali içinde hep

En Büyük Hayalleri Bir Gün Kuşları Görmek

Antalya'da doğuştan görme engelli 6 yaşındaki ikizler, yetkililerin yardımıyla karanlık dünyalarının aydınlanmasını istiyor. İkizlerin en büyük hayali bir gün k

Yaradılış Harikası: Erken Uyarı Sistemi

İnsanın tohumu olan zigot, rahme tutunurken, yumurtalıktan yumurtayı bırakan hücreler, onun sağlıklı bir şekilde rahme yerleşmesini sağlayan bir hormonu salgıla

Ölüm Hakkındaki Âyet ve Hâdisler

Kalpler, hayatın akışı içinde yaşama sevinci ile ölümden ürperiş gibi iki müthiş zıtlığın içinde çalkalanır durur. Dâimî bir akış hâlinde olan hayat ve ölümün h

"su Kasidesi"nin Anlamı Nedir?

Divân şairi Fuzuli'nin "Su Kasidesi" şiirinde saklı olan mânâlar...

İnsanın Hayatı Nasıl Başlıyor?

Sanat harikası insanın var oluşunda ilkah/döllenme hâdisesinin nerede olduğunu ve kısaca bunun sebeplerini Dr. Betül Nefise İnal anlatıyor.

Himmet mi Gayret mi?

Tasavvufî bir terim olarak himmet, maddî-manevî bütün alâkalardan sıyrılarak, dünyevî zevkleri, manevî hazları ve Cennete ait lezzetleri hatırdan çıkararak, bir

Bu Soruyu Kendinize Hiç Sordunuz mu?

"Bu ayet kime hitap ediyor?” sorusu aslında Kur’an-ı Kerim’deki her ayet için sorulabilir. Çünkü Allah Teâlâ’dan gelen vahiy, insanın bir yanını Allah ölçülerin

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.