TEFEKKÜR

Halıkın Nazarıyla Mahlukata Bakmak

Bir mü’min, Allâh’ın herhangi bir mahlûkunu gördüğü zaman tefekkür hâlinde olmalı; “Ben onun, o da benim yerimde olabilirdi.” diyerek Cenâb-ı Hakk’ın bu muazzam

Aşıkların Mutluluğu

Dünya dedikleri bu eski sinemaya şöyle bir baktığımızda, eski bir filmin içinden çıkıp gelen hüzün evlerin başköşesine kurulurken zamanın yağmurunda ıslanan fan

Tefekkür Etmek Nasıl Olur?

Yüce Rabbimiz, bizden ısrarla hem kendimizi hem tabiatı tefekkür etmemizi ister. Kur’ân-ı Kerîm’in yaklaşık 150 yerinde ilâhî azamet ve kudret nakışlarını düşün

Kasım Bin Muhammed'in Hikmetli Sözleri

Kâsım bin Muhammed'in (r.a.) hikmetli sözlerinden birkaçı ve bazı rivayetlerini sizler için derledik.

İslam'da Felsefenin Yeri Nedir?

“İslâm’da felsefenin yeri nedir? Felsefenin hakîkate ulaşmada en mühim vâsıta olarak gördüğü «akıl»la nereye kadar gidilebilir? Akıl terazisi bütün hakîkatleri

Baharı Tefekkür

Bahar, yüreğimizde patlayan ilâhî duyguların insanî ve İslamî tezahürleri ile önce bizi, sonra çevremizi ihyâ etmelidir. Gönlümüzdeki baharın cemreli, etrafımız

Öyle Bir Yaşa ki Müjde İle Öl!

Her geçen gün biraz daha yaşlanıyor ve farkında olmadan kesintisiz bir şekilde ölüme doğru yol alıyoruz. Bütün dünyevî varlıklar gibi fânîliğe mahkûm... Gerçek

Peygamber Efendimizin Tefekkürü

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, kendisine peygamberlik vazifesi verilmeden önce de sükûtu ve tefekkürü çok severdi. Nübüvvetine yakın zamanlarda halve

Hakikat Zıtlarla Netleşir

İnsan idrâki, bu dünyadaki her şeyi ancak zıddı ile kavrayacak şekilde yaratılmıştır. Meselâ renkler arasında kontrast/zıtlık arttıkça daha net bir görüntü elde

Yaprağı Düşünürken Allah'ı Tefekkür

Sadi Şirazi, “Bir tek ağaç yaprağı bile O’nu tanımak için bir divandır” diyor. Gerçekten de bir yaprak incelendiğinde Şirazi’nin bu tespiti açıkça görülecektir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.